Yükleniyor...
logo

RSV Nedir? Belirtileri Nelerdir? Tedavisi Nasıl Yapılır?

RSV Nedir? Belirtileri Nelerdir? Tedavisi Nasıl Yapılır?

RSV, her yaş grubundan bireyde solunum yolları enfeksiyonuna neden olabilen bulaşıcı virüslerden biridir. Mevsimsel grip ve nezle gibi rahatsızlıklarla ortak belirtiler gösteren bu virüsü diğer solunum yolu enfeksiyonlarından ayırt etmek zor olabilir. Hastalığın ilerleyerek ciddi sağlık problemlerine yol açmasını önlemek için zamanında doğru teşhis edilmesi gerekir. Peki, RSV belirtileri nelerdir, tedavisi nasıl olur?

RSV Nedir?

RSV solunum yollarını etkileyen bir virüstür. RSV'nin açılımıysa Respiratuar Sinsityal Virüsü, yani solunum sinsityal virüsüdür. Yetişkinlerde de görülebilen RSV'ye çocuklarda çok daha sık rastlanır. Bu virüs aynı zamanda bir yaşından küçüklerde alt solunum yolu enfeksiyonlarının asıl nedeni olarak bilinir. RSV geçiren çocuklar virüse karşı bağışıklık kazansa dahi hastalık tekrarlayabilir.  

RSV Belirtileri Nelerdir?

Genel olarak grip ve nezleyle benzer semptomlarla kendini gösteren RSV; hastanın genel durumuna, altta yatan bazı hastalıklara ve yaşına göre farklı belirtiler gösterebilir. Yaşa göre karşılaşılan belirtiler şunlardır:

Bebeklerde ve Çocuklarda RSV Belirtileri  

Bebeklerde ve çocuklarda yaygın olarak görülen RSV belirtileri şunlardır:

  • Ateş,
  • Huzursuzluk,
  • Aktivite isteğinde azalma,
  • Solunum ve beslenme güçlüğü,
  • İştahsızlık,
  • Hapşırma,
  • Hırıltılı nefes.  

Yetişkinlerde RSV Belirtileri

Yetişkinlerde görülen belirtilerse şunlardır:

  • Burun akıntısı,
  • Ateş,
  • Hapşırık ve öksürük.

Ayrıca özellikle ileri yaş grubunda yer alan ve bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde bu semptomların yanında akciğer enfeksiyonu da gelişebilir. 

RSV Bulaşıcı mıdır, Nasıl Bulaşır?

RSV, öksürük nedeniyle havaya yayılan damlacıklar yoluyla bulaşır. Virüsü taşıyan birey, topluluk içinde hapşırdığı veya öksürdüğü zaman gerekli önlemleri almazsa virüslü damlacıklar havaya karışır. Ardından bu damlalar sağlıklı bireyin solunum yollarına yerleşir ve virüsün yerleştiği bölgede hastalık gelişir. 

RSV bulaşma yolları arasında hasta bireyle temas veya ortak araç gereç kullanımı da vardır. Bu nedenle sağlıklı birey, virüsle veya hasta kişinin kullandığı eşyayla temas ettiğinde ellerini burnuna veya gözüne değdirmemelidir. Bu aşamada ellerin en iyi şekilde dezenfekte edilmesi, hasta kişinin temas ettiği tüm eşyaların temizlenmesi gerekir.

RSV'den Korunma Yöntemleri Nelerdir?

Özellikle RSV salgını görülen dönemlerde bu hastalıktan kaçınmak için şunlara dikkat etmek gerekir:

  • Eller sürekli yıkanmalı. Küçük yaşlardaki çocuklara da düzenli el yıkama alışkanlığı kazandırılmalı.
  • Eller yeterince temiz değilken ağza, burna ve gözlere temas etmekten kaçınılmalı.
  • Virüsle enfekte olmuş kişilerle yakın temasta bulunmamaya özen gösterilmeli.
  • Ortak kullanım alanları sıklıkla dezenfekte edilmeli.
  • Yenidoğanda RSV enfeksiyonunu önlemek için bebeğin yabancılarla veya hastalık taşıma ihtimali olan bireylerle temasına dikkat edilmeli. 
  • Virüsün daha çok kişiye bulaşmasını önlemek için hasta çocuklar okula gönderilmemeli.
  • Özellikle küçük çocuklar ve bebekler kalabalık ortamlardan uzak tutulmalı.

RSV Aşısı Nedir? RSV Aşısı Yan Etkileri Nelerdir?

RSV aşısı olarak Synagis isimli bir preparat yani hazır ilaç kullanılır. Bu preparat, diğer aşılardan farklı olarak bu virüsün yüzeyindeki bir yapıya karşı geliştirilen antikorlardan oluşur. Bu aşı çeşidinin, RSV enfeksiyonunun en yoğun görüldüğü ekim ve mart ayları arasında hastaya 1 ay arayla en fazla 5 doz olacak şekilde yapılması tavsiye edilir. 

Aşılanması uygun bulunan risk gruplarıysa şunlardır:

  • Kronik kalp ve akciğer hastalığı olan bebekler,
  • Gebelik haftası 29 haftadan az olan ve 1 yaşından küçükler,
  • Gebelik haftası 32 haftadan az ve 3 aydan küçük bebekler.

Bunların yanı sıra 60 yaş ve üzerindekiler veya kronik hastalığı olan bireyler de bu uygulamanın kendileri için uygun olup olmadığını öğrenmek ve içeriğine dair ayrıntılı bilgi sahibi olmak için hekime başvurabilirler. 

Aşının Yan Etkileri

Her aşı gibi RSV için uygulanan koruyucu preparatın da birtakım yan etkileri olabilir. RSV preparatının en bilinen ve sık rastlanan yan etkilerini şöyle sıralayabiliriz:

  • Aşı yerinde ağrı, kızarıklık veya şişlik,
  • Ateş,
  • Bulantı veya kusma,
  • İshal,
  • Yorgunluk hissi,
  • Kas ve eklem ağrısı.

Yaygın olarak görülen bu belirtiler ortalama birkaç gün sürebilir. Bu semptomları daha uzun süre görmeye devam ettiğiniz takdirde hekiminize danışabilirsiniz. 

RSV Tanısı Nasıl Konulur? 

Hafif seyreden RSV'nin belirtileri grip veya nezleyle çok benzediği için hekimler her zaman test önermeyebilir. Ancak hekimin, hastanın tıbbi geçmişi ve klinik bulgularını göz önünde bulundurarak bu enfeksiyonun varlığından şüphe etmesi önemlidir. Hekimlerin RSV düşüncesiyle yaklaştığı hastalardan alınan örnekler veya kan testleri sayesinde hastaya kesin tanı konabilir. 

Bir yaşından küçük bebeklerde, 50 yaş üzeri yetişkinlerde ve bağışıklık sistemi zayıf bireylerde RSV bulguları olup olmadığı araştırılır. Ayrıca bronşit, zatürre ve astım gibi hastalıklar atlatan bireyler için de RSV testi gerekli görülebilir.

RSV Testi Nedir? Nasıl Yapılır?

RSV testi, virüsün yoğun bir şekilde yer aldığı burundan sürüntü alma yoluyla(nazofarengeal sekresyon) yapılır. PCR testine ek olarak gerekli görülürse hastanın RSV spesifik antikor ve kültür düzeyleri de incelenebilir. Bebeklerde ve çocuklarda virüs yoğunluğu ve kalıcılığı yüksek olduğundan tanı koymak için burun sürüntüsü antijen testi yeterli olur.

RSV Tedavisi Nasıl Yapılır? Hastalık Kaç Günde Geçer?

RSV'nin ilacı ve özel bir tedavisi yoktur. Virüsün sebep olduğu klinik tabloya göre birtakım tedaviler uygulanır. Bunlar semptomların durumuna göre belirlenen tedavilerdir. Örneğin ileri yaş bireylerde ve küçük çocuklarda sıvı kaybını engellemek veya sıvı eksiği varsa bu açığı tamamlamak üzere sıvı takviyesi yapılabilir. Nefes alma güçlüğü yaşayanlar içinse nefes açıcı bazı ilaçlar verilebilir. Solunum sıkıntısı görülen bireylere oksijen tedavisi uygulanabilir. Ateşi yükselen hastalar içinse ateş düşürücü ilaçlara başvurulabilir.

RSV viral bir enfeksiyon olduğu için antibiyotik tedavisi uygulanmaz. Ancak bu hastalığa eşlik eden bakteriyel bir enfeksiyonların bulunması ya da RSV bronşiti sonrasında akciğer enfeksiyonu veya kulak iltihabı meydana gelmesi mümkündür. Bu gibi durumlarda antibiyotik tedavisi uygun görülebilir.

RSV'nin şiddetli seyrettiği hastalarda hızlı nefes alıp verme, oksijen yetersizliği, morarma ve nefes alma güçlüğü gibi belirtiler izlendiği takdirde tedavi müşahede altında yapılabilir. Bunun yanı sıra doğuştan akciğer ve kalp rahatsızlığı olan altı haftadan küçük bebeklerin de hastanede gözetim altında tedavi edilmesi önerilir.

RSV Kaç Günde İyileşir?

Virüsle temas edilmesinin ardından ortalama 4 ila 6 gün sonra öksürük, hapşırık, burun akıntısı ve ateş gibi semptomlar görülmeye başlar. Çocuklarda ve bebeklerdeyse çoğunlukla 3 ila 5 gün içinde semptomlar kendini belli eder. RSV iyileşme süreci hasta özelinde değerlendirilebilir. Altta yatan farklı rahatsızlıklar veya ileri yaş gibi özel nedenler dışında hasta olan kişi, bir veya iki hafta içinde sağlığına kavuşabilir. 

RSV İyileşme Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

RSV genellikle hafif belirtilerle seyreder ve bireyin bağışıklık sisteminin güçlü olması hâlinde hastalık kendiliğinden geçer. İyileşme sürecini hızlandırmak içinse şunlara dikkat edilebilir:

  • Bağışıklık Sistemi Güçlendirilmeli: Dengeli ve doğru beslenme, düzenli uyku ve egzersizle bağışıklık sistemi güçlendirilebilir. Güçlü bir bağışıklık sistemi, enfeksiyonlara karşı direnci artırmaya ve hastalıklarla savaşmaya yardımcı olur.
  • Yeterli Sıvı Tüketilmeli: Bazı hastalarda semptomlarla birlikte dehidrasyon, yani sıvı kaybı görülebilir. Hastalık süresince sıvı kaybını önlemek için yeterli miktarda sıvı tüketimine özen göstermek gerekir. 
  • Sigara Dumanından Uzak Durulmalı: Sigara dumanı hem iyileşmeyi geciktirir hem belirtilerin artmasına yol açar. Bu nedenle iyileşme evresinde sigara dumanından uzak durulması tavsiye edilir.
  • Hava Nemlendirilmeli: Hastanın bulunduğu ortamın nem dengesi son derece önemlidir. Nemli hava öksürüğün azalmasına ve solunumun rahatlamasına yardımcı olur. Bu nedenle ortamın nemli tutulmasına dikkat edilmelidir.
  • Burun Açık Tutulmalı: Burnun tıkalı olması özellikle çocuk hastalarda orta kulak iltihabına yol açabilir. Bu nedenle burnun açık tutulmasına dikkat etmek gerekir. Hekimin uygun görmesi hâlinde burun açıcı spreyler kullanılabilir. 
  • İstirahat Edilmeli: İyileşme sürecinde yeterince dinlenmeye özen gösterilmeli. Ayrıca hastanın kendini izole ederek evde dinlenmesi sağlıklı bireylere bu virüsün bulaşmasını önleme açısından da önemlidir.
  • Hapşırık veya Öksürük Anında Ağız Kapatılmalı: Hasta, istirahat sürecinde kendini izole etse dahi hapşırık veya öksürük anında ağzını kapatmalıdır. Çünkü her hapşırık veya öksürükte havaya karışan virüs yükü artar. Bu durum da iyileşme sürecini olumsuz etkiler.

Sıkça Sorulan Sorular

RSV ve Covid Arasındaki Fark Nedir?

RSV ve Covid'i sadece klinik verilerle ayırt etmek güçtür. Her iki hastalıkta da öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı ve ateş görülebilir. Bunun yanı sıra Covid'de spesifik olarak koku ve tat kaybı olması muhtemeldir. RSV'yi Covid'den ayıran en önemli farklardan bir diğeriyse özellikle ileri yaş grubunda ve çocuklarda görülen hırıltılı nefestir. Birbirine çok benzeyen bu rahatsızlıkların doğru biçimde ayırt edilebilmesi için PCR gibi test yöntemlerinin uygulanması gerekir. 

RSV Enfeksiyonu Kimler İçin Risklidir?

RSV enfeksiyonu en çok; prematüre ve 8-10 haftalık bebekler için risklidir. Bunun yanı sıra farklı kronik hastalıkları bulunan, bağışıklık sistemiyle alakalı sorunları olan ve çoğunlukla kapalı alanlarda zaman geçiren çocuklar için risklidir. Ayrıca 65 yaş ve üzeri bireyler, akciğer ve kalp rahatsızlığı yaşayan hastalar da riskli grupta sayılır. 

RSV Sezonu Ne Zaman? En Sık Hangi Aylarda Görülür?

RSV çoğunlukla erken ilkbahar ve kış aylarında görülür. Her yıl salgın olarak ortaya çıkan RSV kasım ve aralıkta başlar. Ocak ve şubat aylarında pik yapan bu hastalık, nisan ayı bitiminde etkisini yitirir.

RSV Antijeni Nedir?

RSV şüphesiyle yaklaşılan bireylere tanı konması için yapılan testler hızlı RSV antijen testleridir. Bu testler yardımıyla hastadan alınan numunede antijen adı verilen RSV'ye ait protein parçalarının olup olmadığı tespit edilir. Ortalama 1 saat içinde sonuçlanan bu testlerle RSV pozitif veya negatif sonucuna ulaşılır.

Pozitif sonuç, virüsün varlığına kesin olarak işaret ederken negatif sonuç virüsün bulunmadığı anlamına gelir. Ancak test sonuçlarını hastalık bulgularıyla birlikte değerlendiren hekim, negatif sonuca dair şüphe duyarsa testin yenilenmesini talep edebilir.  

RSV Virüsü Bitkisel Yöntemlerle Tedavi Edilebilir mi?

Grip ve soğuk algınlığının sık görüldüğü kış aylarında ekinezya, ıhlamur ve papatyanın bitki çayı olarak tüketildiği görülür. Ancak RSV için tedaviyi destekleyici özelliğiyle bilinen, etkinliği bilimsel olarak ispatlanmış özel bir bitki türünden söz edebilmek mümkün değildir. Hatta bazı bitkiler, bilinmeyen etkileri nedeniyle tedavinin seyrini olumsuz da etkileyebilir. Bu nedenle herhangi bir şikâyetiniz için bitkisel yöntemlerden yararlanmak istediğinizde hekiminize danışmanız son derece önemlidir.

En çok küçük çocukları ve bebekleri etkileyen RSV, dönem dönem tekrarlayan viral enfeksiyonlar grubunda yer alır. Bu virüsün spesifik bir tedavi yöntemi olmamakla birlikte hastalığın semptomlarını ortadan kaldırmak ve iyileşme sürecini desteklemek amacıyla birtakım takviye ilaç ve tıbbi yöntemler uygulanabilir. Siz de düzenli uyku, beslenme ve hijyene dikkat ederek RSV gibi yaygın görülen bulaşıcı hastalıklara karşı önleminizi alabilirsiniz.

RSV veya farklı bir rahatsızlık için test yaptırmak veya tıbbi bakım hizmeti almak isterseniz bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 360Sağlık olarak siz neredeyseniz sağlık orada diyor, ihtiyaç duyduğunuz sağlık hizmetini evinizin konforunda almanıza yardımcı oluyoruz.

Paylaş
badge Onaylanmış İçerik

Verdiğimiz Bilgilere Güvenebilirsiniz

Bu içerik 360 Sağlık Tıbbi Yayın Kurulu tarafından onaylanmıştır. Tıbbi Yayın Kurulumuz, sağlık alanında güvenilir bilgiye erişim sağlamak amacıyla oluşturulmuş deneyimli doktor ve araştırmacılardan oluşan bir ekiptir.
Son güncelleme tarihi: 15.01.2024