Yükleniyor...
logo

Ürik Asit Nedir? Ürik Asit Yüksekliği ve Düşüklüğü Ne Anlama Gelir?

Ürik Asit Nedir? Ürik Asit Yüksekliği ve Düşüklüğü Ne Anlama Gelir?

Vücudun sağlıklı bir şekilde çalışabilmesi için insan bedenini oluşturan tüm bileşenlerin dengeli bir seviyede olması gerekir. Bu bağlamda vücutta doğal olarak oluşan ve böbrekle bağırsak aracılığıyla atılan atık bir ürün olan ürik asidin ideal seviyede olması da önemlidir. Genellikle yükseldiğinde pek çok sağlık sorununa işaret eden bir bileşik olan ürik asidi yakından tanımak ve vücuttaki işlevini anlamak genel sağlığı koruyabilmeye yardımcı olabilir. Peki, kan tahlilinde ürik asit nedir? Ürik asidin yüksek veya düşük olması neyi ifade eder?

Ürik Asit Nedir, Kaç Olmalıdır?

Ürik asit vücutta purin adı verilen kimyasalların veya DNA'nın parçalanması sonucu oluşan bir atıktır. Vücutta doğal olarak üretilen purinler, bazı besin maddelerinde de bulunur. Örneğin hamsi, karaciğer, kuru fasulye, uskumru ve bezelye gibi gıdalar ürik asit miktarı yüksek besinlerdir. Sağlıklı bir vücutta ürik asitler idrar ve dışkılama yoluyla atılır. Ancak vücutta bazı sağlık sorunları sonucu çok fazla ürik asit üretimi veya idrarla atılamadığında kanda birikmesi durumu söz konusu olabilir.

Ürik asidin değer aralığı yaşa, cinsiyete ve bazı durumlara bağlı olarak değişiklik gösterir. Yetişkin erkeklerde 2,5-7 mg/dL, kadınlardaysa 1,5-6 mg/dL arasında ürik asit değerleri normaldir. Yaşlılardaysa bu değerlerde hafif bir artış yaşanabilir. Bebeklikten çocukluğa, çocukluktan da ergenliğe geçişte ürik asit seviyeleri yükselerek yetişkinler için ideal aralığa gelir.

Ürik Asit Düşüklüğü Nedir, Neden Olur?

Kanda ürik asit düşüklüğü, yapılan kan tahlilinde ürik asit değerinin referans aralığının altında çıktığında görülür. Düşük ürik asidin nedenleri şunlardır:

  • Fanconi sendromu,
  • HIV enfeksiyonu,
  • Kalıtsal metabolizma hastalıkları,
  • Purin açısından yetersiz beslenme,
  • Bazı ilaçların kullanımı,
  • Diyabet,
  • Ailede hipoürisemi öyküsü,
  • Gebelik,
  • Uygunsuz antidiüretik hormon salınımı (UADHS).

Ürik Asit Düşüklüğü Belirtileri

Kanda ürik asit düşüklüğü belirtileri için spesifik bir semptomdan bahsetmek mümkün değildir. Genellikle rutin kontrol veya başka sağlık sorunları için yapılan kan testlerinde anlaşılır.

Bebeklerde ve Çocuklarda Ürik Asit Düşüklüğü

Bebeklerde ve çocuklarda ürik asit düşüklüğü, genellikle ürik asit seviyelerinin azalmasına ve vücuttan atılımının artmasına bağlı olarak gelişir. Hipoürisemi olarak da adlandırılan ürik asit düşüklüğü çoğunlukla olumsuz bir duruma neden olmaz.

Gebelikte Ürik Asit Düşüklüğü

Erken gebelik yaşayan kadınlarda östrojenin ürikozürik etkileri ve böbrekteki kan akışının artması sebebiyle ürik asit seviyelerinde düşüş yaşanabilir. Ancak bu seviye 3. trimester döneminden sonra yavaş yavaş ideal aralığa gelir.

Ürik Asit Yüksekliği Nedir, Neden Olur?

İdrarda ve kanda ürik asit yüksekliği, tıp dilinde hiperürisemi adıyla geçer. Hiperürisemi, kanda çözülen ürik asit idrar veya dışkı yoluyla atılamadığında ortaya çıkar. Artan ürik asit kristaller hâlinde kümelenmeye başlar. Bu kristaller eklemlerde ve böbreklerde birikerek sağlık sorunlarına neden olabilir. Eklemlerde biriken ürik asit gut hastalığına yol açar. Böbreklerdeki ürik asit fazlalığıysa böbrek taşı oluşumuna sebebiyet verir.

Yüksek purin oranına sahip besinler tüketmek ve bağışıklık sistemini baskılayan veya diüretik ilaçlar kullanmak vücuttaki ürik asit seviyesinin yükselmesine neden olur. Ayrıca ürik asit yüksekliğinin pek çok nedeni bulunur. Peki, ürik asit neden yükselir? Hiperürisemi oluşumunu tetikleyen sebepleri şöyle sıralayabiliriz:

  • Çok fazla alkol tüketmek,
  • Yüksek tansiyon,
  • Obezite,
  • Sedef hastalığı,
  • Kırmızı et, deniz ürünleri ve sakatat gibi purin oranı yüksek gıdalar tüketmek,
  • Bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullanmak,
  • Böbrek rahatsızlıkları,
  • Bazı kanserler,
  • Kemoterapi nedeniyle oluşan hücrelerin kana hızlıca salınması,
  • Gazlı veya fruktoz içeren içecekler tüketmek,
  • Aile öyküsünde hiperüriseminin olması.

Ürik Asit Yüksekliği Belirtileri

Ürik asit yüksekliği de tıpkı düşüklüğü gibi doğrudan semptoma neden olmaz. Ancak ürik asidin yükselmesi sonucu gelişen gut hastalığı ve böbrek taşı bazı belirtilere sebebiyet verir. Pek çok hasta da bu hastalıklar gelişmediği müddetçe ürik asidin yükseldiğini anlamaz. Öncelikle eklem bölgelerinde gelişen gut hastalığının yaygın olarak görülen belirtilerini şöyle sıralayabiliriz:

  • Şiddetli ağrı,
  • Kızarıklık,
  • Ciltte renk değişikliği,
  • Şişkinlik,
  • Hassasiyette artış,
  • İlgili bölgede sıcaklık hissi.

Böbrek taşı yaşayan hastalarda görülen semptomlarsa şunlardır:

  • Sırtın alt bölgesinde veya yanlarında ağrı,
  • Ağrıyla birlikte ortaya çıkan mide bulantısı ve kusma,
  • Ateş,
  • Titreme,
  • İdrar yaparken ağrı hissi veya idrar yapamama durumu,
  • İdrardan kan gelmesi,
  • Daha sık idrara çıkma ihtiyacı,
  • Bulanık ve kötü kokulu idrar.

Bebeklerde ve Çocuklarda Ürik Asit Yüksekliği

Yenidoğanlarda kordon kanındaki ürik asit seviyesine bağlı olarak hiperürisemi görülebilir. Ayrıca doğumdan sonra bebeklerdeki ürik asit seviyesi artmaya başlar ve ilk 24 saat içinde zirveye ulaşır. Bunun dışında dehidrasyon ve böbrek rahatsızlıkları sonucunda vücuttaki ürik asit atılımı zorlaşabilir.

Çocuklardaki ürik asit yüksekliğiyse ürik asit üretiminin artmasına, böbrekten atılımının azalmasına ve/veya her iki durumun birlikte görülmesine bağlı olarak gelişebilir. Bu durum erken evrede semptomlara neden olmamakla birlikte pek çok çocukluk çağı hastalığının sonucunda görülebilir. Ancak semptomlar görülmeye başlandığında hiperürisemiye neden olan sağlık sorunlarının tedavisi için teşhis edilmesi ve tedavi sürecinin başlaması önemlidir.

Gebelikte Ürik Asit Yüksekliği

Gebelikte yüksek protein alımı ürik asit üretiminin hızla artmasına ve böbreklerden zor atılmasına neden olabilir. Ayrıca yüksek tansiyon, böbrek rahatsızlıkları ve diyabet gibi sağlık sorunları da ürik asit seviyelerinin yükselmeye başlamasında etkendir. Hamilelikte hiperürisemi hem anne hem bebek için olumsuz sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle gebelik sürecinde ürik asit değerlerinin kontrol edilmesi de son derece önemlidir.

Ürik Asit Testi Nasıl Yapılır?

Ürik asit seviyelerini ölçebilmek için kan ve idrar testi yapılır. Ürik asit kan tahlili dirseğin iç kısmındaki damarlardan kan alınarak gerçekleştirilir. İdrar tahliliyse sağlık personeli tarafından verilen test tüpüne belirtilen oranda idrar yapılmasını içerir. Doktor aksini belirtmediği takdirde testten önceki 4 saat boyunca aç kalınması gerekir. Ayrıca düzenli kullanılan bir ilaç varsa bu durumu doktora iletmek ve ilacın kan değerlerini etkileyebileceğini göz önünde bulundurmak önemlidir. "Ürik asit testi nedir?" sorusunun cevabını kısaca bu şekilde açıklayabiliriz. 

Ürik Asit Kaç Olursa Tehlikelidir?

Ürik asit değerleri erkekler için 8, kadınlar içinse 7 mg ve üzerinde çıktığında yüksek kabul edilir. İdeal değerlerin altında ve üstünde bir sonuçla karşılaşıldığında ürik asidi etkileyen alt nedenler araştırılır.

Ürik Asit Düşüklüğü ve Yüksekliği Nasıl Tedavi Edilir?

Ürik asit düşüklüğü ve yüksekliği tedavisinde öncelikle altta yatan nedene göre bir tedavi programı belirlenir. Düşük ürik asidin ideal aralığa gelmesi için bu duruma sebep olan rahatsızlıklarla ilgili ilaç tedavisi planlanabilir. Ayrıca doktor tarafından hastanın purin açısından zengin ürik asit yükselten gıdaları beslenme programına eklemesi tavsiye edilebilir. Sakatat, kırmızı et ve deniz ürünleri purin açısından zengindir.

Ürik asidi düşürmek içinse semptomlara göre hareket edilir. Eğer belirgin bir semptom ve hastanın günlük hayatını olumsuz yönde etkileyen bir durum yoksa doktor sadece takip önerebilir. Bu bağlamda ürik asit seviyelerini kontrol altında tutabilmek için hastaya belli aralıklarla kan tahlili yapılabilir. Ancak gut hastalığı ve böbrek taşı gibi rahatsızlıklara bağlı olarak gelişen bir ürik asit yüksekliği durumu söz konusuysa doktor pek çok tedavi yöntemine başvurabilir.

Ürik asit yüksekliğinde beslenmeye dikkat etmek çok önemlidir. Kırmızı et, sakatat, alkol, yüksek fruktozlu mısır şurubuyla tatlandırılmış içecekler ve ıstakoz ve karides gibi deniz ürünleri yüksek purinli gıdalardır. Bu besinleri ve içecekleri beslenme programından çıkarmak ve doktor kontrolünde ürik asit diyeti yapmak değerleri normal seviyeye yaklaştırabilir. Bununla birlikte ürik asit seviyelerini yükselten hastalığa göre tedavi seçenekleri farklılaşabilir. Bu hastalıkları ve tedavi yöntemlerini şöyle detaylandırabiliriz:

Gut Hastalığı Tedavisi

Gut hastalığının tedavisinde genellikle ürik asit düşürücü ilaçlarla birlikte gut ataklarını önleyen ilaçlar reçete edilebilir. Bu ilaçları doktorun önerdiği dozda ve sürede kullanmak tedavinin aksamaması ve genel sağlık durumunun olumsuz yönde etkilenmemesi açısından çok önemlidir. İlaçlarla birlikte düşük purinli gıdalardan oluşan bir beslenme programı oluşturmak ve düzenli şekilde bu programa uymak da gerekir. Düşük purinli gıdalardan bazıları şunlardır:

  • Pirinç,
  • Arpa,
  • Ispanak, bezelye, kuşkonmaz ve karnabahar dışındaki sebzeler,
  • Tüm meyveler,
  • Az yağlı süt ürünleri,
  • Yumurta,
  • Soya fasulyesi.

Bu besinlerin yanı sıra lif içeren gıdaları tüketmek de tedavi sürecine katkı sağlayabilir. Çünkü tam tahıllar gibi sağlıklı lifler içeren besinler, gut hastalığı sonucunda oluşan iltihabı ve ürik asit miktarını azaltmaya yardımcı olabilir. Ayrıca fiziksel olarak aktif olmak gut hastalığının sebep olduğu ağrıları azaltmada ve ruh hâlini dengelemede etkilidir. Yürüme, bisiklete binme ve yüzme gibi hafif ve orta tempolu egzersizler tercih edilebilir.

Böbrek Taşı Tedavisi

Ürik asit yüksekliğine bağlı gelişen böbrek taşı tedavisinde öncelikle taşın idrar yoluyla atılmasına yönelik tedavi planı çıkarılır. Bunun için hastanın su içme oranını artırması çok önemlidir. Ayrıca doktor taşı düşürmeye yardımcı olacak ilaçlar reçete edebilir. Ancak taş çok büyükse ve idrar akışını engelleyecek durumdaysa cerrahi operasyonlarla alınır. Bunlarla birlikte gut hastalığında olduğu gibi yüksek purin içeren gıdalardan uzak durulması gerekir.

Paylaş
badge Onaylanmış İçerik

Verdiğimiz Bilgilere Güvenebilirsiniz

Bu içerik 360 Sağlık Tıbbi Yayın Kurulu tarafından onaylanmıştır. Tıbbi Yayın Kurulumuz, sağlık alanında güvenilir bilgiye erişim sağlamak amacıyla oluşturulmuş deneyimli doktor ve araştırmacılardan oluşan bir ekiptir.
Son güncelleme tarihi: 10.09.2024