Yükleniyor...
logo

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Bazı bireyler, yaşadıkları travmatik olayların etkisinden uzun bir süre çıkamayabilir ve psikolojik açıdan zarar görebilirler. Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ya da post travmatik stres sendromu (PTSD) olarak tanımlanan bu durum bireyin günlük yaşamını ve işlevselliğini olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle uygun tedavi yöntemlerine  başvurulması ve bazı yaşam tarzı değişikliklerinin uygulanması gerekebilir. "Travma sonrası stres bozukluğunun belirtileri ve çeşitleri nelerdir?" ve "Travma sonrası stres bozukluğu nasıl tedavi edilir?" gibi merak edilen tüm soruların yanıtlarını içeriğimizde bulabilirsiniz.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nedir?

Travma sonrası stres bozukluğu genellikle bireyin korkutucu, şok edici veya tehlikeli bir travmatik olay yaşaması ya da bu tarz bir olaya şahit olması durumunda gelişen ruh sağlığı bozukluğudur. Bu durumun ilk olarak savaş gazilerinde görüldüğü ve mermi şoku ya da muharebe yorgunluğu gibi farklı isimlerle adlandırıldığı bilinir. Ancak travma sonrası kişilik bozukluğu yalnızca askerlerde değil, farklı travmatik olaylar yaşayan bireylerde de görülür. 

Travma bireyin fiziksel, duygusal veya ruhsal açıdan iyi oluşu ve güvende hissetme duygusu için önemli bir tehdit oluşturan olaylara denir. Bireyin travmatik olay sırasında ve sonrasında korku hissetmesi normaldir. Bu duygu genellikle vücudun savaş ya da kaç tepkisinin bir parçasıdır. Böylece birey kendisini koruyarak olası tehlikelerden kaçabilir ve bu olaya bir tepki gösterebilir. Travma sonrasında bazı bireyler zamanla ilk semptomlardan kurtulabilir. Ancak bu semptomlar kalıcı hâle de gelebilir ve bireyin yaşamını olumsuz etkilemeye devam edebilir. Bu durumda bireye travma sonrası stres bozukluğu teşhisi konulabilir.

1988 yılında Amerikalı psikiyatrist Judith Herman, devam eden durumlardan kaynaklı olarak sürekli tekrarlanan travmatik olaylar yaşayan bireylerin deneyimlediği semptomları tanımlamak için yeni bir tanıya ihtiyaç olduğunu belirtti. Bu tanıya kompleks post travmatik stres sendromu (complex post traumatic stress disorder) adı verildi. 

PTSD'li bazı hastalarda belirgin dissosiyatif semptomlar da görülebilir. Travmaya maruz kalmanın ardından ortaya çıkan dissosiyasyon; kimlik, hafıza ve bilinç yönlerinin eksik bütünleşmesidir. Tepkisiz ebeveynler, psikolojik travmalar ve PTSD ile ilişkili bir durumdur.

Bir diğer tür olan akut stres bozukluğuysa travmatik olayın yaşanmasından sonraki ilk ay içerisinde ortaya çıkan, kısa süreli ruh sağlığı durumudur. Görülen semptomlar yaklaşık 4 hafta içerisinde geçer. Ancak daha uzun sürmesi durumunda hastaya PTSD tanısı konabilir. 

Trafik kazası, taciz, fiziksel şiddet gibi pek çok farklı olay bireyin travmatik bir deneyim yaşamasına neden olabilir. Bireyin travmatik bir olaya şahit olması veya bir yakınının travmatik olay yaşaması da uzun süreli stres sonucunda kaygı bozukluğu yaşamasına yol açabilir.

"Travma sonrası stres bozukluğu ne zaman ortaya çıkar?" sorusuna yanıt olabilecek bazı olaylar şu şekilde sıralanabilir:

  • Ağır yaralanmalar,
  • Ani hastalıklar,
  • Trafik kazası,
  • Zorbalık,
  • Savaş veya askerî olaylar,
  • Sevilen birinin ani kaybı,
  • Deprem, kasırga, sel ve yangın gibi doğal afetler,
  • Fiziksel istismar,
  • Sözlü taciz,
  • Cinsel saldırı veya istismar.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?

Travma sonrası stres bozukluğu belirtileri genellikle travmatik olaydan sonraki 3 aylık süreçte görülmeye başlanır. Bazı durumlarda bu belirtiler daha sonra da gözlenebilir. Belirtilerin travma sonrası stres bozukluğu tanı kriterlerini karşılayabilmesi için 1 ay boyunca devam etmesi ve bu semptomların bireyin işini, ilişkilerini ve günlük yaşam faaliyetlerini etkileyebilecek kadar şiddetli olması gerekir. 

TSSB belirtileri genellikle dört ana başlık altında toplanır. Bu temel belirtiler şu şekilde sıralanabilir:

  • Hatıralar: Travmatik olaylar, hatıralar aracılığıyla sık sık tekrarlanarak bireyi rahatsız edebilir. Kâbuslarla ya da gün içinde yaşanan bazı geri dönüşlerle bu anılar yeniden canlanabilir. Bu durum bireye sanki o travmatik olayı yeniden yaşıyormuş gibi hissettirir. Bunun sonucunda birey kendini kaygılı, suçlu, korkmuş veya şüpheli hissedebilir. Bu duygular titreme, baş ağrısı, kalp ağrısı ya da panik atak şeklinde ortaya çıkabilir. 
  • Kaçınma: Travmatik bir olay yaşayan bireyin, yaşadığı olay hakkında konuşmaktan veya düşünmekten kaçınması durumudur. Birey, bu travmatik olayı hatırlatabilecek durumlardan, mekânlardan, aktivitelerden ve insanlardan uzak durur. Bazı durumlarda bireyler travmatik olayla bağlantısı olmayan insanlardan bile kendini soyutlayabilir. Bu durum bireyin kopuk ve yalnız hissetmesine de neden olabilir. 
  • Davranış Değişiklikleri: Bazı bireyler travmatik bir olay sonrası birtakım davranış değişiklikleri gösterebilir. Travmatik bir olay yaşayan bireyin duyguları daha yoğun olabilir ve olaylara göstereceği tepkiler normalde gösterdiği tepkilere göre farklılaşabilir. Bazı bireylerin yersiz öfke patlaması yaşadıkları da görülebilir. Tehlike altında hissettikleri için odaklanma güçlüğü çekebilirler ve günlük işlerini tamamlamakta zorlanabilirler. Bunun yanı sıra bazılarında uyku bozukluğu da görülebilir.
  • Ruh Hâli: Travma yaşayanlarda bazı ruh hâli değişiklikleri görülebilir. Bu durum dışarıdan travmatik olayla ilgisi olmayan bir ruh hâli değişikliği gibi de görünebilir. Bireylerin sıklıkla derin bir suçluluk ve utanç duygusu yaşadıkları gözlemlenir. Umutsuz, uyuşuk, kendileri ve çevresindeki insanlar için kötü hissettikleri görülebilir. Bunların yanı sıra travmatik bir olay yaşayan bireylerde intihar düşünceleri de oluşabilir. Keyif aldıkları aktiviteleri yapmakta dahi zorlanabilirler. Arkadaşlık ve aile ilişkilerini sürdürmekte de zorluk yaşayabilirler.

Kompleks travma sonrası stres bozukluğu belirtilerini de şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Değersiz hissetmek,
  • İnsanlarla iletişim kurmakta ve arkadaş edinme konusunda güçlük çekmek,
  • Suçluluk duygusu hissetmek,
  • Öfkelenmek, depresyonda olmak ve panik atak geçirmek,
  • Saldırgan davranışlar sergilemek,
  • Alkol ve uyuşturucu gibi zararlı alışkanlıklara sahip olmak.

Dissosiyasyon travma sonrası stres bozukluğu belirtileri arasında kompleks travma belirtilerine ek olarak kimliksizleşme ve derealizasyon (çevreyi gerçek dışı olarak algılama) da bulunur.

Çocuklarda ve ergenlerde travma sonrası stres bozukluğu belirtileriyse yetişkinlerde görülen belirtilerinden farklı olabilir. Çocuklarda ve ergenlerde görülen travma sonrası stres bozukluğu belirtileri şu şekilde sıralanabilir;

  • Ebeveynlerinden ayrılma korkusu,
  • Kâbus görmek ve uyku sorunları yaşamak,
  • Tuvalet eğitimi gibi edinilmiş becerilerin kaybedilmesi,
  • Canavarlardan korkmak gibi travmayla alakası olmayan yeni korkular ve kaygılar yaşamak,
  • Travmayı oyun, hikâye veya çizimlerle canlandırmak,
  • Nedeni olmayan ağrılar ve sızılar yaşamak,
  • Sinirli ve saldırgan olmak.

Bebeklerde travma sonrası stres bozukluğu hakkında pek fazla araştırma yoktur. Ancak bu konu hakkında araştırma yapılmaya devam edilmektedir. 

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nedenleri Nelerdir?

İnsanlarda travma sonrası stres bozukluğunun neden geliştiği tam olarak bilinmemektedir. Ancak bu duruma neden olabilecek bazı faktörler şu şekilde sıralanabilir:

  • Hayatta Kalma Mekanizması: Travma yaşayan bireylerin daha sonra yaşanabilecek travmatik olaylardan sağ çıkmalarına yardımcı olacak içgüdüsel bir mekanizma geliştirmiş olmaları mümkündür. Örneğin geçmişe geri dönüşlerin nedeninin bu tarz bir durumun tekrar yaşanması hâlinde daha hazırlıklı olmak için olayı detaylı bir şekilde düşünmek olabilir. Bunun yanı sıra travma sonrasında bireyler bir çeşit tetikte olma hissi, diğer adıyla aşırı uyarılmışlık geliştirerek muhtemel travmatik olaylarda daha hızlı tepki de verebilirler. Birey bu tepkilerle hayatta kalmayı amaçlıyor olabilir. 
  • Yüksek Adrenalin Seviyeleri: Travma yaşayan bireylerde stres hormonları genellikle anormal düzeylerde olur. İnsan vücudu tehlike anında adrenalin gibi stres hormonları salgılayarak vücutta bir reaksiyon başlatır. Bu durum bireyin acıyı dindirmesine yardımcı olabilir. 
  • Beyindeki Değişiklikler: Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan bireylerin beyin taramalarında, duyusal işlemede rol oynayan beyin bölgelerinin farklı olduğu görülmüştür. Hipokampüs, beynin hafıza ve duygulardan sorumlu olan bölümüdür. Travma sonrası stres bozukluğu yaşayanlarda hipokampüsün boyutunun küçüldüğü görülür. Bu değişikliğin nedeninin korku, kaygı, hafıza sorunları ve geçmişe dönüşlerle ilişkili olabileceği düşünülüyor. Beynin bu kısmının yani hipokampüsün düzgün bir şekilde çalışmaması, geri dönüşlerin düzgün bir şekilde işlenmesine ve travmaların yarattığı kaygının zamanla azalmasına da engel olabilir. 

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Risk Faktörleri Nelerdir?

TSSB her travmatik olay sonrası gözlenmeyebilir. Ancak travma sonrası stres bozukluğunun bazı risk faktörleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Çocukluk döneminde yaşanan travmalar,
  • Yaralanmak, insanların yaralandığını veya öldürüldüğünü görmek,
  • Travmatik olaydan sonra yeterince veya hiç sosyal destek alamamak,
  • Bireyin kişisel veya aile geçmişinde ruhsal hastalıklar bulunması veya madde kullanımı öyküsü olması,
  • Dehşet, çaresizlik veya aşırı korku hissi,
  • Uzun süreli ve tekrarlayan travma,
  • Askerî çatışma,
  • Cinsel saldırı.

Travma sonrası stres bozukluğu riskinin daha yüksek olduğu gruplar da şu şekilde detaylandırılabilir:

  • Geçmişte depresyon veya anksiyete problemleri yaşayan ancak yeterli sosyal destek görmeyen bireylerin TSSB geliştirme olasılığı yüksektir.
  • Genetik faktörler TSSB için etkili olabilir.
  • Kadınların travma sonrası stres bozukluğu geliştirme ihtimali erkeklere göre daha fazladır.
  • Genç bireyler ve eğitim seviyesi düşük olanlar daha fazla travma sonrası stres bozukluğu geliştirme eğilimindedir.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nasıl Teşhis Edilir?

Travma sonrası stres bozukluğu tanısı almak için şunlar gereklidir:

  • En az bir yeniden deneyimleme semptomu,
  • En az üç kaçınma semptomu,
  • Ruh hâlinde ve bilişte en az iki olumsuz değişiklik,
  • En az iki aşırı uyarılma semptomu göstermesi gerekir.

Ayrıca bu semptomlar en az bir ay boyunca mevcut olmalıdır. Bunun yanı sıra bu semptomlar bireyin günlük hayatını olumsuz olarak etkilemelidir. 

Travma sonrası stres bozukluğu tanısı alabilmek için ilk olarak fiziksel muayene yapılır. Böylece travma sonrası stres bozukluğu semptomlarına neden olabilecek tıbbi durumlar doktor tarafından incelenir. Ardından bu semptomlara neden olan durumu incelemek için psikolojik bir değerlendirme yapılır. Bu değerlendirmede Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayımlanan Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı'nda yer alan (DSM-5) kriterler kullanılır. 

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nasıl Tedavi Edilir?

TSSB'nin önlenmesi için başvurulan ana yöntemler, konuşma terapisi ve travma sonrası stres bozukluğu ilaçlarıdır. "Travma sonrası stres bozukluğu nasıl geçer?" sorusunun cevabı kısaca bu şekilde verilebilir.

Travma sonrası stres bozukluğu tedavisi, bireyin kendi hayatı üzerindeki kontrol duygusunu yeniden kazanmasına yardımcı olur. Bu tedavide öncellikli olarak konuşma terapisi yani psikoterapi uygulanır. Bazı durumlarda tedavi ilaçlarla da desteklenebilir.

İlaç Tedavisi

Travma sonrası stres bozukluğunun tedavisinde doktor tarafından bireyin semptomlarına ve sağlık durumuna uygun bir ilaç tedavisi uygulanabilir. Görülen semptomlarını iyileştirmek amacıyla antidepresanlara ve kaygı giderici ilaçlara başvurulabilir.

Antidepresanlar, depresyon ve anksiyete semptomlarını hafifletmeye yardımcı olan ilaçlardır. Bu ilaçlar ayrıca uyku sorunlarını ve konsantrasyon eksikliğini de önlemeye yardımcı olabilir. Kaygı giderici ilaçlar da şiddetli kaygının azalmasına destek olur. Ancak bu ilaçların kısa bir süre kullanılması tavsiye edilir.

Terapi Desteği

Travma sonrası stres bozukluğu tedavisinde psikolog veya psikiyatrist eşliğinde psikoterapi ya da Bilişsel Davranışçı Terapi (BPT) uygulanır. Bu terapilerle bireyin hayatını olumsuz yönde etkileyen düşünceleri değiştirmek amaçlanır. Bireyin yaşadığı ya da maruz kaldığı travmatik olay hakkında konuşmasına veya korkularına neden olan durumlara odaklanmasını sağlayan bu terapilerinin üç temel amacı vardır.

Bu amaçlar şunlardır:

  • Bireye TSSB ile başa çıkma becerilerini öğretmek,
  • Travma sonrası stres bozukluğu semptomlarını iyileştirmek,
  • Bireyin öz güvenini yeniden kazanmasını sağlamak. 

TSSB İçin Uygulanan Terapi Yöntemleri Nelerdir?

Travma sonrası stres bozukluğu tedavisinde yer alan terapinin birkaç farklı yöntemi vardır. Bu yöntemler şu şekilde sıralanabilir:

  • Bilişsel İşleme Terapisi: Özellikle travma sonrası stres bozukluğu tedavisi için hazırlanan bu terapi, travmadan kaynaklı oluşan suçluluk ve utanç gibi olumsuz hisleri ve inançları değiştirmeyi hedefler. Bunun yanı sıra bireyin sıkıntılı anılarla ve hislerle yüzleşmesine yardımcı olur.
  • Göz Hareketi Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme Terapisi: Travmatik anıları işlerken gözleri belirli bir şekilde hareket ettirmeyi içeren bir terapi yöntemidir. Nispeten yeni sayılan bu yöntemde, travmanın veya kötü deneyimlerin iyileştirilmesi amaçlanır. TSSB semptomlarını azaltabilen bu yöntem, travmatik olayı hatırlarken ritmik göz hareketleri yapmayı içerir.
  • Grup Terapisi: Benzer travmatik olayları yaşayan bireyleri bu olay hakkında konuşmaya teşvik eden bir terapi yöntemidir. Bireyler burada yaşadıkları deneyimleri ve hislerini yargılanmadan rahatça paylaşabilirler.
  • Uzun Süreli Maruz Kalma Terapisi: Bu terapi yöntemi travmatik olayla ilgili semptomları tetikleyen anılara, hislere veya durumlara güvenli olarak kademeli bir şekilde yaklaşmayı ve maruz kalmayı içerir. Böylece bireyin bu travmatik olayla yüzleşmesi sağlanır. Birey korkusunu kontrol etmeyi ve semptomlarla başa çıkmayı öğrenir.
  • Travma Odaklı Bilişsel Davranışçı Terapi: Vücudun travmaya ve strese nasıl tepki gösterdiğini anlamayı içeren bu terapi yöntemi, bireyin sorunlu düşünce kalıplarını belirleyip bu düşünceleri yeniden şekillendirmeyi içerir. Bu terapi yöntemiyle birey semptomlarını yönetmeyi de öğrenebilir.

Yaşam Tarzı Değişiklikleri

Travmayla aktif olarak başa çıkmaya çalışmak bireyin durumunu kabul etmesi ve bu durumu iyileştirmek için doğrudan harekete geçmesidir. Birey iyileşmenin bir süreç olduğunu ve zaman alacağını bilerek hareket etmelidir. 

Travma sonrası stres bozukluğuyla başa çıkmak için yapılabilecek bazı yaşam değişiklikleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Tedavi yöntemlerini araştırmak ve bir terapi grubuna katılmak,
  • Travmatik bir olay yaşayan diğer insanlarla iletişime geçmek,
  • Aileyle ve arkadaşlarla daha fazla iletişim kurmak,
  • Daha güvenli bir yere taşınmak,
  • Alkol ve uyuşturucu gibi zararlı maddelerden uzak durmak,
  • Düzenli olarak egzersiz yapmak,
  • Topluluklarda gönüllü olmak.

Travma sonrası stres bozukluğuyla başa çıkmak için yapılması gerekenler şu şekilde sıralanabilir:

  • Korku ve panik anında nefese odaklanmak,
  • Doğada vakit geçirmek,
  • Şimdiki zamana dair bir nesne taşımak (geriye dönüş yaşarken bu nesneye dokunmak faydalı olabilir.),
  • Rahatlatıcı şarkılar dinlemek veya sevilen bir filmi izlemek,
  • Günlük tutmak,
  • Kendine güvende olduğunu hatırlatmak,
  • Topraklanma tekniklerini denemek.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Ne Kadar Sürer?

Bireyin travma sonrası stres bozukluğu yaşayabileceği süre kişiden kişiye değişir. TSSB bazı durumlarda özellikle tedavi edilmediğinde oldukça uzun sürebilir. Travma sonrası stres bozukluğu, ömür boyu da sürebilen bir hastalıktır. Ancak görülen semptomlar zamanla değişiklik gösterebilir veya azalabilir. Bazı bireylerde, travmalarını tetikleyebilecek olaylar karşısında bu semptomların artış gösterdiği de görülmüştür. Özellikle travmaya neden olan olayların yıl dönümleri bireyler için en zor zamanlardır.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Önlenebilir mi?

Herhangi bir travmatik olay sonrasında herkes TSSB geliştirmeyebilir. Ancak travma sonrasında belirli bir süre içerisinde müdahalede bulunulması durumunda bazı tıbbi sonuçların önlenebilmesi veya etkilerinin azaltılması mümkündür. Travma sonrası stres bozukluğunun önlenebilmesi için yapılması gerekenler şu şekilde sıralanabilir:

  • Bireyin hayatındaki önemli insanlardan destek alması ve onlarla sürekli iletişim hâlinde olması,
  • Kendini kurban olarak değil, kurtulan olarak tanımlaması,
  • Olumlu duyguları teşvik eden aktiviteler yapması,
  • Bireyin yaşadığı travmatik olayı sevdikleriyle paylaşması,
  • Travmada olumlu bir anlam bulmaya çalışması,
  • Başkalarına iyileşme süreçleri için yardımcı olması,
  • Bireyin duygularını yönetmesi ve duygularla başa çıkmanın bir yolunu bulması.

Sık Sorulan Sorular

TSSB yaşayan birine nasıl destek verilir?

Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan birine destek olmak için yapılacak ilk şey, doğru tanıyı ve tedaviyi almasına yardımcı olmaktır. Bununla birlikte bireyi tedavi alması için desteklemek veya bireye sağlık hizmeti alırken eşlik etmek de oldukça önemlidir.

Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan bireyleri desteklemek için şunlar uygulanabilir:

  • Bireyleri duygusal olarak desteklemek; anlayışlı, sabırlı ve cesaretlendirici olmak,
  • Travma sonrası stres bozukluğu hakkında bilgi sahibi olup bu bireylerin yaşadığı durumları anlamaya çalışmak,
  • Bireylerin duygularına ve travma sonrası stres bozukluğu semptomlarını tetikleyebilecek olaylara karşı dikkatli olmak,
  • Beraber yürüyüşe ya da dışarıya çıkmak gibi olumlu ve dikkat dağıtıcı aktiviteler planlamak.

TSSB ve depresyon arasındaki ilişki nedir?

Bazı travmatik olaylar, TSSB'ye yol açtığı gibi depresyona da neden olabilir. Depresyon belirtilerinin ve travma sonrası stres bozukluğu belirtilerinin bir çoğu birbirine benzerlik gösterir. İki durumda da bireyler uyumakta ve odaklanmakta güçlük yaşayabilirler. Bireyler önceden zevk aldıkları işleri yaparken zorlanabilir, insanlarla vakit geçirmekten kaçınabilir ve daha agresif olabilirler. Ayrıca depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu beraber de görülebilir. 

Paylaş
badge Onaylanmış İçerik

Verdiğimiz Bilgilere Güvenebilirsiniz

Bu içerik 360 Sağlık Tıbbi Yayın Kurulu tarafından onaylanmıştır. Tıbbi Yayın Kurulumuz, sağlık alanında güvenilir bilgiye erişim sağlamak amacıyla oluşturulmuş deneyimli doktor ve araştırmacılardan oluşan bir ekiptir.
Son güncelleme tarihi: 26.07.2024