Prostat kanseri erkekleri en çok etkileyen kanser türleri arasında yer alır. Prostat kanseri ileri evrelerde vücudun farklı bölgelerine yayılarak ciddi sonuçlara sebep olabilir. Ancak erken teşhis ve düzenli doktor kontrolü kanserin yayılmasını ve bireyin yaşamını tehdit etmesini engelleyebilir. Bu nedenle prostat kanseri hakkında bilgi sahibi olmak büyük önem taşır. "Prostat kanseri belirtileri nelerdir?" ya da "Prostat kanseri kimlerde daha sık görülür?" gibi merak edilen tüm soruların yanıtlarını sizin için derledik.
Prostat Kanseri Nedir?
Prostat kanseri erkek üreme sisteminin önemli bir parçası olan ve penis ile mesane arasında yer alan prostat bezinin hücrelerinde gelişen kanser türüdür. Genellikle yavaş büyüyen bir kanserdir. Prostat kanserinin nedeniyse şu an net olarak bilinmiyor.
Prostat Kanserinin Evreleri
Prostat kanserinin büyüme ve yayılma eğilimleri farklılık gösterebildiğinden en doğru tedavi yönteminin belirlenebilmesi için evreleme oldukça önemlidir. Bu noktada öncelikle doktorlar yaptıkları test ve tetkiklerin sonuçlarına göre kanserin evresini belirler. Kanserin dört farklı evresi bulunur.
Prostat kanserinin evrelerini yakından inceleyelim:
Evre I
Evre I'deki tümörler fiziksel muayenede hissedilmeyecek kadar küçüktür. Bu tümörler genellikle prostat bezinin bir tarafında bulunur. Tümörler genellikle görüntüleme çalışmalarında bir anormallik görülmediğinden tesadüfen keşfedilir.
Evre II
Bu evredeki tümörler muayenede hissedilebilecek kadar büyüktür. 2. evredeki tümörler de ilk evredeki tümörler gibi yalnızca prostat beziyle sınırlıdır.
Evre III
Evre III'te kanserin lokal olarak ilerlediği kabul edilir. Bu gruptaki tümörler de 3 ayrı alt gruba ayrılır.
- Evre IIIA: Kanser ilerlemiş olsa da henüz prostatın ötesine geçmediği evredir.
- Evre IIIB: Bu evrede tümör prostatla sınırlı kalmayarak yakın dokulara yayılım göstermeye başlar. Ancak tümör lenf bezlerine yayılmamıştır.
- Evre IIIC: Kanser farklı dokulara metastaz yapmış ya da yapmamış olabilir. Gleason değeri 9 veya 10'dur.
Evre IV
Evre IV'teki prostat kanserleri prostatla sınırlı kalmayan ve metastaz yapan kanserlerdir. Tümörler 2 evrede incelenir.
- Evre IVA: Kanser bölgesel lenf düğümlerine yayılım gösterir.
- Evre IVB: Kanser vücudun diğer bölgelerine ve uzak lenf düğümlerine metastaz yapar.
Prostat Kanserinin Belirtileri Nelerdir?
Prostat kanseriyle ilgili bilgi edinmek isteyen bireylerin en sık sorduğu sorulardan biri de "Prostat kanserinin 1, 2, 3 ve 4. evre belirtileri nelerdir?" sorusu oluyor. Öncelikle prostat kanserinin erken evrelerinde genellikle sessiz ilerlediğini ve herhangi bir semptoma neden olmadığını belirtelim.
Hastalık ilerledikçe ortaya çıkabilecek prostat kanseri belirtilerini şöyle sıralayabiliriz:
- Sık sık idrara çıkma,
- Acil idrara çıkma ihtiyacı,
- Gece idrara çıkma,
- İdrar akışının zayıflaması,
- İdrar boşaltımı sırasında ağrı ya da yanma,
- Mesaneyi tamamen boşaltmada güçlük,
- İdrar kaçırma,
- Dışkı kaçırma,
- İdrarda ya da menide kan,
- Ani erektil disfonksiyon (erektil bozukluk),
- Boşalmanın ağrılı olması,
- Sırtta, kalçada ya da kaburgalarda ağrı,
- İştahın azalması,
- Yorgunluk,
- İstenmeyen kilo kaybı.
Bu belirtiler her zaman prostat kanserinin semptomları olmayabilir. Bazı durumlarda prostatla ilgili başka rahatsızlıklar da varlığını gösterebilir. Ancak yine de hiçbir belirtiyi önemsiz olarak değerlendirmemek gerekir. Özellikle 50 yaşın altındaki kişilerin aniden ortaya çıkan semptomlar için doktora başvurmaları oldukça önemlidir.
Prostat Kanseri Bacak Ağrısı Yapar mı?
Kan dolaşımı ya da lenfatik sistem aracılığıyla bacak kemiklerine yayılan prostat kanseri bacak ağrısına yol açabilir. Bu ağrıya şişlik, hassasiyet ve bacağı hareket ettirme güçlüğü eşlik edebilir.
Prostat Kanseri Neden Olur?
Prostat kanserinde hücreler normalde olduğundan daha hızlı bölünmeye başlar. Normal hücreler bir süre sonra ölürken anormal kanser hücreleri ölmez. Ölmeyen ve hızla bölünen hücreler tümör adı verilen yumruyu oluşturur. Hücrelerin çoğalmaya devam etmesiyle tümör büyüyebilir. Ayrıca tümörün bazı kısımları koparak vücudun sağlıklı bölgelerine de metastaz yapabilir.
Genellikle prostat kanseri yavaş seyreder ve yayılma göstermeden önce doktorlar tarafından teşhis edilebilir. Prostat kanserine DNA'sı bozulan hücreler yol açsa da hücrelerde değişikliğe neden olan sebep tam olarak bilinmiyor.
Prostat Kanseri Kimlerde Daha Sık Görülür?
Bazı risk faktörlerini taşımak prostat kanserinin görülme sıklığını artırabilir. Bu risk faktörlerine de kısaca değinelim:
- Yaş: Yaşlandıkça prostat kanseri görülme olasılığı yükselir. Prostat kanserine genellikle 50 yaşından büyük erkeklerde rastlanır.
- Obezite: Obeziteyle mücadele eden bireylerde hem prostat kanserine yakalanma hem kanserin daha agresif olma riski daha fazladır.
Bunlar dışında sigara içmek, prostatit (prostat bezinin iltihaplanması) ve cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyona sahip olmak da risk faktörleri arasında yer alır.
Prostat Kanseri Genetik mi?
Ebeveynlerinde, kardeşlerinde ya da çocuklarında prostat veya meme kanseri öyküsü bulunan kişilerin prostat kanserine yakalanma olasılığı artabilir. Ancak ailesinde kanser geçmişi olan her bireyin mutlaka kansere yakalanacağını söyleyemeyiz.
Prostat Kanseri Nasıl Anlaşılır?
Prostat kanseri tarama testleriyle erkenden yakalanabilir. Orta risk grubundaki kişilere tarama testini 55 yaşında yaptırmaları tavsiye edilebilir. Daha önce bahsettiğimiz risk faktörlerini taşıyan bireylerin daha erken yaşlarda tarama yaptırmaya başlaması gerekebilir. Prostat kanseri tarama testleri:
- Rektal Muayene: Doktor fiziksel muayeneyle prostat bezini kontrol eder.
- Prostat Spesifik Antijen (PSA) Kan Testi: Prostat bezinde PSA isimli bir protein üretilir. Bu proteinin kanda yüksek çıkması prostat kanserine işaret edebilir.
Tarama sonuçlarında kansere işaret eden sonuçlar alındıysa ya da belirtiler doktorda kanser şüphesi uyandırıyorsa hastaya bazı tetkik ya da testler yaptırılması önerilebilir. Bunlar:
- MRI: MRI ya da transrektal ultrasonla vücutta kanser olabilecek alanlar görüntülenir. Prostat kanseri MR görüntüsü doktor tarafından detaylı incelenir.
- Biyopsi: Prostatınızdan doku örneği alınarak laboratuvarda incelenir. Kanseri tespit etmenin tek kesin yolu biyopsidir.
Biyopsi sonuçları prostat kanserini gösteriyorsa sıra kanserin agresiflik düzeyini tespit etmeye gelir. Bunun için gleason skoru tekniği kullanılır. Gleason skorları genellikle 6 ila 10 arasında değişir. 6 düşük dereceli kanseri gösterirken 7 orta dereceli kanseri belirtmek için kullanılır. 8 ila 10 arasındaki puanlar da yüksek dereceli kanserleri belirtir. Tüm bu aşamalardan sonra doktor kanserin yayılıp yayılmadığını belirlemeye çalışabilir. Bunun için ultrason, kemik taraması, tomografi ve MRI gibi tetkikler istenebilir.
Doktor tespit ettiği tümörün yavaş büyüdüğünü ya da tedavi gerektirmeyecek kadar hafif düzeyde olduğunu düşünüyorsa sürecin en başında biyopsi yapmayı tercih etmeyebilir.
Prostat Kanseri Nasıl Tedavi Edilir?
Prostat kanserinin tedavi yöntemleri hastanın genel sağlık durumuna, kanserin büyüklüğüne ve yayılma durumuna bağlı olarak değişebilir.
Prostat kanserinin tedavi çeşitlerini şöyle sıralayabiliriz:
Aktif Gözetim
Düşük dereceli, çok yavaş büyüyen ve belli bir bölgeyle sınırlı prostat kanserlerine hemen müdahale yapılmasına gerek olmayabilir. Hatta bazı kanser hastaları için hiçbir zaman tedaviye ihtiyaç duyulmayabilir. Böyle durumlarda doktor aktif gözetimi tavsiye edebilir. Aktif gözetimde kanserin durumunu düzenli olarak izlemek için muayene ve tetkikler yapılır. Sonuçlar değerlendirilir, gerekli görüldüğünde farklı tedavi yöntemleri uygulanabilir.
Cerrahi Müdahale
Kanser prostat bezinden farklı bir bölgeye yayılmadıysa doktorlar tümörü almak için cerrahi prosedürlere başvurabilir. Cerrahi prosedür çeşitleri:
Prostatektomi
Cerrahi müdahalede göbek ve kasık arasına doktor tarafından bir kesi atılır ve prostat bezi çıkarılır.
Robotik Prostatektomi
Robotik prostat kanseri ameliyatında müdahale doktor tarafından kontrol edilen bir robot aracılığıyla gerçekleşir. Bu teknik yalnızca yöntem üzerinde uzun süre uzmanlaşmış doktorlar tarafından gerçekleştirilebilir.
Prostatın Transüretral Rezeksiyonu (TURP)
Bu prosedürde hastanın üretrasına bir rezektoskop yerleştirilir ve prostat dokusu yakılır. TURP yöntemi hastalığın tam olarak ortadan kaldırılmasından ziyade büyümüş prostatın neden olduğu semptomları azaltmak için tercih edilebilir.
Radyasyon Tedavisi
Prostat kanserinin tedavisi için tercih edilebilecek radyasyon tedavileri:
- Dış ışın radyasyonu: Dış ışın radyasyonunda X ışınları ya da proton gibi güçlü ışınlarla kanserli bölgeye tedavi uygulanır. Dış ışın radyasyonu prostatla sınırlı olan yani yayılmamış kanserin tedavisinde iyi bir seçenek olabilir. Yayılma ya da tekrarlama riski bulunan kanser vakalarında ameliyat sonrasında da tercih edilebilir. Ayrıca kemiklere ya da vücudun farklı bölgelerine metastaz yapan kanserlerde kanserin büyümesini yavaşlatmaya da yarayabilir.
- Brakiterapi: Brakiterapi tedavisinde radyoaktif bazı kaynaklar prostatın içine yerleştirilir. Bu kaynaklar uzun süre düşük seviyede radyasyon yayarak kanserli hücreleri öldürür.
Bazı durumlarda doktorlar hastanın durumuna ve prostat kanseri ışın tedavisi sonuçlarına göre iki radyoterapi yöntemini de kullanabilir.
Hormon Tedavisi
Testosteron hormonu prostat kanseri hücrelerinin büyümesinde rol oynayabilir. Hormon tedavisi hücrelerin büyümesini yavaşlatmak ya da ölmelerini sağlamak amacıyla vücutta testosteron hormonunun üretilmesini baskılamayı içerir.
Hormon tedavisinde doktor vücudun testosteron üretimini engelleyen veya üretilen testosteronun kanser hücrelerine ulaşmasını önleyen ilaçlar reçete edebilir. Testosteron hormonunu hızlı ve önemli ölçüde azaltmak için testislerin alınması operasyonu yapabilir. Prostat kanseri hormon tedavisi ileri seviyedeki kanserin tedavisinde de tercih edilebilir. Bazı durumlarda hormon tedavisi radyoterapiden önce kullanılarak tedavinin etkisini artırabilir.
Prostat Kanseri Hormon İğnesi Yan Etkileri Var mı?
Hormon ilaçları bazı yan etkilere neden olabilir. Bunlar:
- Kas kütlesi kaybı,
- Vücutta yağ oranının artması,
- Cinsel isteğin azalması,
- Erektil disfonksiyon,
- Sıcak basması,
- Kemiklerin zayıflaması,
- Vücut kıllarında azalma,
- Meme dokusunun büyümesi,
- Cinsel organda küçülme,
- Yorgunluk,
- Diyabet,
- Kalp rahatsızlığı.
Ancak hormon tedavisi gören her bireyde bu yan etkiler ortaya çıkmayabilir. Ayrıca doktor aralıklı dozaj ayarlaması yaparak veya farklı uygulamalarla yaşanabilecek yan etkileri de ortadan kaldırabilir.
Kemoterapi
Prostat kanseri kemoterapiyle de tedavi edilebilir. Kemoterapi uygulamasında hızlı büyüyen hücreleri öldürmek için ilaç kullanılır. İlaçlar tedavi gören kişiye damar yoluyla ya da hap olarak verilebilir. Kemoterapi vücuda yayılan prostat kanserinde ya da hormon tedavisine yanıt vermeyen kanserlerde uygulanabilir.
İmmünoterapi
Kanser hücreleri bağışıklık sistemi hücrelerinden kendilerini saklamak için bazı proteinler üretir. İmmünoterapi buna müdahale ederek bağışıklık sisteminin kansere karşı savaşmasını sağlamaya odaklanır.
Bunun için hastalara bazı immünoterapi ilaçları verilebilir. Farklı olarak Sipuleucel-T tedavisi de iyi bir seçenek olabilir. Tedavi kapsamında kanserle mücadele eden kişilerin bazı bağışıklık hücreleri toplanır. Hücreler laboratuvarda genetik düzenlemelerden geçirilerek damar yoluyla tekrar hastanın vücuduna enjekte edilir. İmmünoterapi özellikle geç kalınmış prostat kanserinin tedavisi için etkili bir seçenek olabilir.
Hedefe Yönelik İlaç Tedavisi
Hedefe yönelik ilaç tedavileri anormal kanser hücrelerinde mevcut olan anormalliklere odaklanır. Tedavi bu anormallikleri engelleyerek kanser hücrelerinin ölmesini sağlayabilir. Bu yöntem genellikle ilerleyen ya da tekrarlayan kanserlerin tedavisi için tercih edilebilir.
Yaşam Tarzı Değişiklikleri
Prostat kanseri teşhisi alan kişiler "Prostat kanserine ne iyi gelir?" diye merak ediyor olabilir. Bu noktada öncelikle doktorun belirlediği tedaviyi düzenli olarak almak gerekir. Bu tedavinin yanı sıra bazı yaşam değişiklikleri yapmak da tedavi sürecine yardımcı olabilir.
Bu değişikliklerden bazıları şu şekilde sıralanabilir:
- Düzenli olarak egzersiz yapmak prostat kanserinin ilerlemesi ya da tekrarlaması riskini azaltabilir.
- Sigara ve tütün ürünleri kullanmak kanserin tekrarlamasına neden olabilir. Bu yüzden sigara kullanan kişilerin en kısa zamanda sigarayı bırakması önerilir.
- Bu hastalıktan muzdarip kişilerin alkol tüketimini mümkün olduğunca kısıtlamaya ya da alkolü bırakmaya gayret etmeleri tavsiye edilir.
- Kanser teşhisi alan kişilerin ailesinden ya da arkadaşlarından destek almaktan kaçınmaması önerilir. Süreci yönetmekte zorluk çeken kişilerin psikolojik destek alması da faydalı olabilir.
Beslenme Düzeninde Yapılabilecek Değişiklikler
Bu süreçte beslenme konusunda yapılabilecek bazı değişiklikler ve beslenme programına dâhil edilebilecek gıdalar şöyle sıralanabilir:
- Dengeli ve yeterli beslenmeye dikkat edilmesi gerekir. Fazla kilosu olan kişilerin diyetisyen desteği alarak ideal kilolarına ulaşmaları da faydalı olabilir.
- Şeker, katkı maddesi ya da koruyucu içeren işlenmiş gıdaları olabildiğince azaltmaya özen gösterilmelidir.
- Doymuş yağ alımını azaltmak ve daha sağlıklı yağlar tüketmek faydalı olabilir.
- Güçlü bir antioksidan olan likopen hücre hasarını azaltabilir ve kanser hücrelerinin üretimini yavaşlatabilir. Bu nedenle beslenme programına iyi bir likopen kaynağı olan domates ilave edilebilir.
- Brokoli sağlıklı hücreleri etkilemeden kanserli hücrelerin ölmesine etki eden bazı bileşenler içerir. Bu sebeple sıkça brokoli tüketmek sağlığa iyi gelebilir.
- Prostat kanseri tanısı alan kişilerin kanserle savaşmalarına yardımcı olan birçok antioksidan içeren yeşil çayı sıkça tüketmeleri önerilir. Ayrıca yeşil çayın içerisindeki özel bileşiklerin tümör büyümesini ve prostat kanseri riskini azaltabileceği görülmüştür.
- Beslenme programına daha fazla balık ve bakliyat eklemek de kanserle başa çıkmanıza katkı sağlayabilir. Ayrıca yağlı balıkların içeriğindeki bileşikler prostatın sağlıklı kalmasına da yardımcı olabilir.
Bahsettiğimiz yaşam ve beslenme değişikliklerini yapmak tedaviye destek olmanın yanı sıra kansere yakalanmamış kişilerin olası kanser riskini düşürmeye de yardımcı olabilir.
Prostat Kanseri Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci
Doktor prostat kanseri ameliyatından sonraki ilk birkaç gün hastanın hastanede kalmasını isteyebilir. Ameliyatta atılan dikiş ya da klipsler vücutta 7 ila 10 gün boyunca kalabilir. Bu süre sona erdiğinde gerekli kontroller yapılır, dikiş veya klipler çıkarılır.
Bu durum her ne kadar ameliyatın türüne göre değişse de ameliyattan sonraki ilk hafta biraz ağrı olabilir. Doktor bu ağrıları hafifletmek için ilaç reçete edebilir. İlaçların bazı durumlarda belli bir sürenin sonunda kullanılması gerekebilir. Sonda kullanmaya gerek kalmasa bile bir miktar idrar kaçırma sorunu da yaşanabilir. Bu durumun geçici olduğunu ve endişelenmeye gerek olmadığını belirtelim.
Bunların dışında idrarda kan görülebilir ve mesane spazmları yaşanabilir. Bazı günler tuvalete çıkmakta da güçlük çekilebilir. Ancak yaklaşık 6 ila 8 hafta sonra normal yaşama dönmek mümkün.
İyileşme sürecini hızlandırmak için bu noktalara dikkat edilebilir:
- Doktor kontrollerini ve reçete edilen ilaçları aksatmamaya özen gösterilmesi gerekir.
- Ameliyat sonrasında sürekli yatakta kalınmaması ve kişinin kendini zorlamadan hareket etmeye çalışması önerilir.
- İştahsızlık hissedildiğinde dahi tavsiye edilen şekilde beslenmeye dikkat etmek ve bol bol su içmek gerekir.
- Kesi yerine temas etmek gerektiğinde enfeksiyon riskini azaltmak için ellerin sabunla iyice yıkandığından emin olunması önemlidir. Ayrıca yaraya önerildiği biçimde düzenli olarak pansuman yapılmalıdır.
- Yanlış bir şekilde öksürme ya da hapşırma sırasında kesi yeri zarar görebilir. Bu nedenle kişinin dikkatli bir şekilde öksürüp hapşırması, bu sırada yara bölgesine hafifçe baskı yaparak dikişlerini koruması önerilir.
- İşe geri dönmek için acele edilmemesi ve yeterince evde kalınması gerekir. Özellikle fiziksel olarak zorlu bir işle uğraşan kişilerin daha dikkatli olması faydalı olur.
- Doktor onay verene kadar araba kullanılmaması tavsiye edilir. Aksi takdirde kişi ani durumlarda hızlı refleks veremeyebilir ve bir kazaya sebep olabilir.
- Ameliyat sonrasında akciğerlerin genişlemesi ve rahatlaması için nefes egzersizleri yapılmalıdır. Bu noktada solunum egzersiz cihazından yararlanılabilir.
Prostat Kanseri Sonrası Cinsel Yaşam
Birçok erkek prostat kanseri tedavisi görmenin cinsel yaşamlarını onulmaz şekilde olumsuz etkileyeceğini düşünebilir. Oysa tedavi sonrası birkaç haftayla bir ay kadar sonra erkekler tekrar cinsel ilişkiye girebilir ve orgazm yaşayabilir.
Bununla birlikte tedavi libido kaybı, erektil disfonksiyon gibi cinsel işlevi bozan sorunlara sebep olabilir. Böyle durumlarda bireylerin tatminkâr bir cinsel deneyim yaşaması 1 yıl ya da daha uzun sürebilir. Bireyin iyileşme süresi yaşa, psikolojik ve genel sağlığa bağlı olarak değişebilir.
Bazı bireylerin prostat kanseri ameliyatı sonrası cinsellik tedavisi görmesi de gerekebilir. Benzer şekilde diğer tedavi yöntemleri de cinsellik tedavisini gerekli kılabilir.
Doktorun tedavi kapsamında önerebileceği bazı ilaç ve uygulamalar şu şekilde sıralanabilir:
- PDE5 İnhibitörleri: Penisteki kan akışını iyileştirmeye yarayan ilaçlar grubudur.
- Üretral Fitil: Üretraya yerleştirilen, kan akışını artıran ilaçlardır.
- Vakum Pompaları: Penise daha iyi kan akışı sağlayan, manuel ya da pille çalışan aletlerdir.
- Penis İmplantları: Bireyin cinsel ilişkiye girebilmesi için penisin içine yerleştirilen kalıcı cihazlardır.
Bazı durumlarda tedaviden sonra herhangi bir sağlık sorunu kalmasa da cinsel işlev bozukluğu yaşanabilir. Böyle bir durumla karşı karşıya kalan kişilerin bir cinsel terapiste başvurmaları gerekebilir.
Sıkça Sorulan Sorular
Prostat kanserine hangi bölüm bakar?
Prostat kanseri tedavisi üroonkoloji bölümündeki uzman doktorlar tarafından gerçekleştirilir.
Prostat kanserinde ışın tedavisi ne kadar sürer?
Işın tedavisinin süresi tümörün büyüklüğüne, evresine ve yayılıp yayılmadığına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Ancak tedavi süresinin genellikle haftanın 5 günü olmak üzere yaklaşık 8 hafta sürebileceğini söyleyebiliriz.
Prostat büyümesi ile prostat kanserinin arasındaki fark nedir?
İyi huylu prostat büyümesi yani BPH ve prostat kanseri en yaygın görülen prostat rahatsızlıklarıdır. İki hastalık birbirinin ortaya çıkmasına neden olmaz ya da birbirini etkilemez. Prostat büyümesinde kanserli olmayan normal hücre sayısı aşırı artış gösterir. Prostat kanserinde prostat hücrelerinde değişimler meydana gelir ve anormal hücreler kontrolden çıkar. Ancak bu iki hastalık birbirinden farklı olsa da benzer belirtilere neden olabilir.
Prostat kanseri ameliyatı kaç saat sürer?
Prostat kanseri ameliyatı 2 ila 4 saat kadar sürebilir. Hastanın sağlık durumuna ve uygulanan tekniğe göre ameliyat süresi değişebilir.
Prostat kanseri ameliyatı sonrası sağ kalım oranı yüzde kaçtır?
Prostat kanserinde 5 yıllık sağ kalım oranı %98'dir. Bu oranın oldukça umut verici olduğunu söyleyebiliriz. Tedavilerdeki gelişmeler kanserin 4. evresindeki kişilerin dahi hayatta kalma sürelerini artırmıştır. Prostat kanseri erkeklerin %13'ünde görülürken ölüm riski taşıyan vakaların oranı yalnızca %2 ila %3 arasındadır.
Prostat kanseri tedavisinden sonra farklı bir kansere yakalanmak mümkün mü?
Prostat kanseri geçirdikten sonra farklı bir kansere yakalanmak mümkün. Ancak doktor herhangi bir belirti görülmediği sürece bunun için herhangi bir test ya da tetkiki gerekli görmeyebilir. Kısacası bir kere kansere yakalanmak kişinin tekrar kanser olacağını da göstermez. Bu noktada olabildiğince sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemek yeterli olabilir.
Prostat kanserine iyi gelen gıda takviyeleri var mı?
Herhangi bir gıda takviyesinin prostat kanserine ya da kanser riskini düşürmeye iyi geldiğine dair bir bilgi bulunmuyor. Bunun yanı sıra doktor kontrolü dışında kullanılan vitamin takviyeleri vücuda yarardan çok zarar verebilir. Takviyeye ihtiyacı olduğunu düşünen kişilerin doktora gidip gerekli testleri yaptırmaları gerekir.
Prostat kanseri ameliyatından sonra çocuk sahibi olunur mu?
Prostat bezi menin oluşturulmasında ve sperm hareketinde önemli role sahip olan bir üreme sistemi organıdır. Ameliyattan sonra testisler sperm üretmeye devam eder. Ancak spermler vücudun dışına çıkamaz. Dolayısıyla prostat kanseri olan ve prostat bezi ameliyatla alınan bireylerin doğal yollarla çocuk sahibi olması mümkün değildir. Çocuk sahibi olmayı planlayan kişiler ameliyattan önce doktoruna danışarak spermlerini dondurabilirler.
Prostat kanserinin tedavi sürecinde çalışabilir miyim?
Kanser tedavisi gören kişinin çalışıp çalışamayacağını tedavinin türü, kanserin evresi, bireyin genel sağlık durumu ve işinin türü belirler. Tedavinin zorlayıcı olduğunu düşünen kişiler bir süre izin alabilir, yarı zamanlı ya da evden esnek olarak çalışmayı deneyebilir. Ayrıca bu kişilerin çalışmadığı zamanlarda etkili şekilde dinlenebilmek için ev işleriyle ilgilenecek bir yardımcı tutması ya da yakınlarından destek alması faydalı olabilir.