Yükleniyor...
logo

Otizm Spektrum Bozukluğu Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Otizm Spektrum Bozukluğu Nedir? Belirtileri Nelerdir?
Otizm Spektrum Bozukluğu Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Otizm spektrum bozukluğuna sahip bireylerin davranışlarında ve dünyayı algılayış biçimlerinde farklılıklar gözlemlenir. Bu nedenle günlük yaşamlarını tek başlarına sürdürmede pek çok zorlukla karşı karşıya kalmaları mümkün. OSB teşhisi alan bireylerin yaşadığı sorunlarsa türüne, yaşa ve kişiye göre değişiklik gösterebilir. Bu nedenle rahatsızlığın türlerini, gelişim aşamalarını ve tedavi yöntemlerini yakından tanımak süreci yönetmek açısından oldukça önemli. Peki, otizm spektrum bozukluğu nedir ve OSB olan bireylerin yaşam kalitesini artırmak için neler yapılabilir?

Otizm Spektrum Bozukluğu Nedir? Çeşitleri Nelerdir?

Otizm spektrum bozukluğu çeşitli iletişim ve öğrenme güçlükleriyle davranış problemleri görülebilen nörolojik ve gelişimsel bir bozukluktur. Otizm "spektrum" bozukluğu olarak adlandırılmasının sebebi, bireylerin yaşadığı semptomların türü ve şiddeti birbirinden farklı seviyelerde görülebilmesidir. Buna göre otizm spektrum bozukluğu türleri de çeşitlere ayrılır.

Asperger Sendromu

Asperger sendromu, DSM-5 tanı kılavuzunda seviye 1 otizm spektrum bozukluğu olan isimlendirilir. Hafif düzeyde otizm spektrum bozukluğu belirtileri gösterdiği için "yüksek işlevli otizm" olarak da tanımlanır. Asperger sendromu olan çoğu birey normal veya normalin üzerinde zekâya sahiptir. Ayrıca sözel becerileri de iyi durumdadır. Hatta bazı durumlarda çocuklar yaşlarına göre daha gelişmiş kelime haznesine sahip olabilir. Genellikle bir veya iki alana karşı çok ilgili olurlar. Ancak sosyal iletişimde çeşitli zorluklar yaşayabilirler. Sosyal etkileşim sırasında görülen zorluklar şu şekildedir:

  • Yüz ifadelerini ve beden dilini okumakta zorlanma,
  • Empati gösterememe,
  • Mizah veya ironi içeren ifadeleri anlayamama,
  • Göz teması kuramama,
  • Aynı davranışları tekrarlama,
  • Anormal vücut dili, çok yakın durma veya çok yüksek sesle konuşma.

Yaygın Gelişimsel Bozukluk – Aksi Belirtilmemiş (PDD-NOS)

Asperger sendromundan daha şiddetli ancak otizm kadar da şiddetli olmayan çocukları kapsayan türüdür. En sık görülen semptomlar sosyal, motor ve dil gelişiminde yaşanan zorluklardır. Yaygın gelişimsel bozukluğa sahip çocuklar genellikle motor becerilerinde diğer çocuklardan geride kalabilir. Özellikle konuşma veya yürüme gibi becerilerde gecikmeler gözlemlenebilir. Çocuğun davranışları ve sosyal ilişkileri gözlemlenerek hangi alanlarda eksiklik yaşadığı tespit edilebilir. Yaygın gelişimsel bozukluk teşhisi alan çocuklar, bu semptomlarla diğer yaygın otizm türleri teşhisi alanlara göre daha kolay baş edebilir.

Klasik Otizm Bozukluğu (Kanner Sendromu)

Çoğu insanın otizm spektrum bozukluğuna sahip çocukları düşündüğünde aklına gelen otizm türüdür. Semptomları Asperger sendromu ve Yaygın Gelişimsel Bozukluk türündeki belirtileri de içerir ancak daha şiddetli seviyede gösterir. Otizmde sıklıkla görülen belirtiler şunlardır:

  • Başkalarıyla iletişim kurmada veya konuşulanları anlamada zorluk çekme,
  • Neredeyse hiç göz teması kurmama,
  • Koku, ışık, gürültü, tat veya dokunma gibi uyarıcılara karşı aşırı duyarlılık,
  • Rutinlere bağlı kalma ve rutinlerin dışına çıkmaktan rahatsız olma,
  • Çevreye karşı ilgisizlik,
  • Tekrarlayan davranışlar gösterme,
  • Başkalarıyla duygusal bağ kuramama,
  • Kontrolsüz konuşma,
  • Nesneleri kullanmaya karşı takıntı geliştirme,
  • Farklı alanlarda öğrenme güçlükleri,
  • Yüksek düzeyde hafıza ve görsel-uzamsal beceriler.

Çocukluk Çağı Dezintegratif Bozukluğu (ÇDB)

Heller sendromu olarak da bilinen çocukluk çağı dezintegratif bozukluğu, spektrumun en nadir görülen ve en şiddetli türüdür. Dilde, motor becerilerde ve sosyal işlevlerde gelişimsel açıdan gecikmelerin görüldüğü nörogelişimsel bir bozukluktur. ÇDB'de çocuk 3 yaşına kadar normal bir gelişim sürecinden geçerken 3 ila 10 yaş arasında gelişimi duraklar. Bu tür otizm bir anda kendini göstermeye başladığından ebeveynler için de son derece zorlayıcıdır. Çünkü her şeyin normal gittiği süreçte başlayan gelişimsel gerilmelerin fark edilme ihtimali düşüktür. Çocukta gerileme görülebilen alanlarsa genelde şunlardır:

  • Öğrenilen dil ve sözcükler,
  • Sosyal beceriler,
  • Uyum sağlama,
  • Bazı motor beceriler,
  • Tuvalet becerisi.

Rett Sendromu

Rett sendromuna sahip çocuklar genelde klasik otizm bozukluğuna benzer davranışlar gösterdiği için uzmanlar bu türü otizm spektrum bozukluğuna dâhil etmişlerdi. Ancak genetik bir mutasyondan kaynaklı olduğu keşfedilen otizm spektrum bozukluğu çeşitlerinin arasından çıkartılmıştır. Bununla birlikte ayrımı yapabilmek için Rett sendromu hakkında bilgi edinmekte fayda var:

  • Çoğunlukla kız çocuklarını etkileyen bu sendrom, 6 aylıkken ortaya çıkmaya başlar.
  • Kaba ve ince motor becerilerde zorlanma veya tekrarlayan el ve kol çırpma gibi hareketler görülebilir.
  • İletişimle ve konuşmayla ilgili bozukluklar
  • Bazı durumlarda solunum güçlüğü görülebilir.

Atipik otizm spektrum bozukluğuysa önceden bir otizm çeşidi olarak DSM-4 kitabında yer alıyordu. Ancak Amerikan Psikiyatri Derneği tarafından 2013'te yayımlanan DSM-5 kitapçığından kaldırıldı.

Otizm Spektrum Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?

Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yazılan DSM-5 tanı kitapçığında otizm spektrum bozukluğu olan bireylerde genel olarak bu belirtilerin sıklıkla görüldüğünden bahsedilir:

  • Diğer insanlarla iletişim kurmada ve etkileşime geçmede zorluk yaşama,
  • Kısıtlı ilgi alanlarına ve tekrarlayan davranışlara sahip olma,
  • Okulda, işte ve hayatın diğer alanlarında işlevselliği etkileyen belirtiler.

Otizm spektrum bozukluğunun özellikleri genel olarak tanımlanmış olsa da bireyin yaşına göre belirtiler değişebilir. Yaygın görülen belirtiler şunlardır:

  • İşaret etme ve gülümseme gibi sosyal ve duygusal alışverişlerden yoksunluk,
  • Baş sallama ve el hareketleri gibi sözel olmayan iletişimde eksiklik ve başkalarının beden dilini anlamakta zorlanma,
  • Yakın ilişkiler geliştirmede ve sürdürmede güçlük çekme,
  • Mevut koşullara uygun olmayan tepkiler gösterme,
  • Konuşurken kendini ifade etmede ve karşı tarafı anlamada gecikmeler yaşama,
  • Konuşurken göz teması kurmada güçlük çekme,
  • Anormal bir tonda veya ritimde konuşma,
  • Kol ısırma veya başını duvara vurma gibi kendine zarar verici tekrarlayan davranışlar gösterme,
  • Yalnız oynamayı ve kendi dünyasında kalmayı tercih etme,
  • Herhangi bir yaşta dil becerilerinde kayıplar yaşama,
  • Belirli rutinleri, kalıpları veya davranışları sıklıkla takip etme ve değişikliklerden rahatsız olma,
  • Tekdüze veya tekrarlayan konuşmalar,
  • Nesneleri alışılmadık şekillerde kullanma,
  • Elleri çırpma ve ayak parmakları üzerinde yürüme gibi hareketler yapma,
  • Ağrıya ve sıcaklığa kayıtsız olmayla birlikte duyusal uyaranlara yüksek tepki verme,
  • Belirli bir oyuncağa ya da bir konuya takıntı gibi sınırlı ilgi alanlarına sahip olma,
  • Sıklıkla gerçekleşen ve uzun süren öfke nöbetleri gibi duyguları yönetmede zorluklar yaşama,
  • Taklit içeren oyunlara dâhil olamama,
  • Belli yemekleri tercih etme.

Yetişkinlerde otizm spektrum bozukluğu belirtileriyse şu şekildedir:

  • Zaman yönetiminde zorlanma,
  • Dış dünyadan izole hissetme,
  • Dikkati toplamada güçlük çekme,
  • Ayrıntılara dikkat ederken zorlanma veya detaylara aşırı odaklanma,
  • Sosyal etkileşimlerde endişeli hissetme,
  • İlişkileri sürdürmekte zorluk yaşama,
  • Kolayca bunalma.

Otizm Spektrum Bozukluğu Neden Olur?

Otizm spektrum bozukluğunun başlıca nedenlerini bilinmemekle birlikte rahatsızlığın ortaya çıkmasına neden olan pek çok sebepten ve risk faktöründen söz edebilmek mümkündür.

Otizm Spektrum Bozukluğu Genetik midir?

Otizmde genetiğin rolü büyüktür. Ancak bu bozukluğa yol açan genler tam olarak belirlenmiş değildir. Bazı çocuklarda bu bozukluk, Rett sendromu veya Fragile X sendromu gibi genetik bozukluklarla ilişkilendirilir. Bazı çocuklardaysa genetik değişiklikler yani mutasyonlar otizm riskini artırabilir. Genler beyin gelişimini, beyin hücrelerinin etkileşimini etkileyebilir ya da semptomların düzeyini belirleyebilir.

Otizm spektrum bozukluğunda genlerle birlikte çevresel etmenlerin de etkisi olabilir. Araştırmacılar hamilelik sırasında viral enfeksiyon yaşamak, ilaç kullanmak, komplikasyonlar veya kirli hava gibi faktörlerin bu bozukluğu tetiklemedeki rolü üzerinde çalışma yürütüyorlar.

Risk Faktörleri 

Otizm spektrum bozukluğu tüm ırklardan ve milletlerden bireyleri etkileyebilir. Ancak bazı gruplar daha çok risk altında olabilir. Otizm spektrum bozukluğunu geliştirebilecek risk faktörleri şu şekildedir:

  • Otizm spektrum bozukluğuna sahip kardeşe veya akrabaya sahip olanlarda,
  • Down sendromu, Fragile X sendromu, tüberoskleroz ve Rett sendromu gibi genetik durumlarda,
  • İleri yaşta ebeveyn olanların çocuklarında,
  • Çok düşük doğum kilosuna sahip bebeklerde,
  • Erken doğan, özellikle 26. haftadan önce doğan bebeklerde,
  • Erkek çocuklarında kız çocuklarına göre otizm spektrum bozukluğu görülme olasılığı daha fazladır.

Otizm Spektrum Bozukluğu Ne Zaman Belli Olur? Tanısı Nasıl Konur? 

Otizm belirtileri erken tanıyla ve doğru eğitimle çocukların yaklaşık yarısında kontrol altına alınabilir. Bu yüzden erken tanı bu bozuklukta çok önemli bir rol oynar. Otizm tanısı 12 aylıktan itibaren konulabilir. Tanı koyabilecek bireylerse yalnızca konunun uzmanı olan doktorlardır. Tanı süreci genelde şu adımlarla gerçekleşir:

  • Doktorlar çocuğu gözlemler ve çeşitli gelişim testleri yapar.
  • Aileye çocuğun gelişimiyle ilgili sorular sorar ve verilen yanıtları değerlendirir.
  • Toplanan tüm verileri dikkate alarak otizm tanısı koyabilir.

Yaygın olarak kullanılan otizm spektrum bozukluğu testi seçenekleri şunlardır:

  • M-CHAT (Değiştirilmiş Erken Çocukluk Dönemi Otizm Tarama Ölçeği): Tarama amacıyla 16-30/36 aylık çocuklara uygulanan bir testtir. Ebeveynlerin yanıtladığı ve toplam 23 sorudan oluşan bu test, çocuktaki otizm riskini tespit etmeye çalışmaya yardımcı olur.
  • ADOS (Autism Diagnostic Observation Schedule): Farklı yaş gruplarına uygulanan, gözlemden ve etkileşimden oluşan bir değerlendirmedir. Bu testte, yaklaşık 40-50 dakika süren muayenenin ardından 15-20 dakikalık değerlendirme aşaması vardır.
  • ADI-R (Autism Diagnostic Interview-Revised): Ebeveynlerle yaklaşık 2 ila 3 saat sürecek ayrıntılı bir görüşme yapılarak otizm belirtilerini değerlendiren testtir.

Otizm Spektrum Bozukluğu ile Yaşam

OSB giderek yaygınlaşan ve bilinen bir sağlık sorunu olmaya başlasa da standart bir otizm spektrum bozukluğu tedavisinden söz etmek mümkün değildir. Otizm spektrum bozukluğu, yaşam boyu süren bir rahatsızlık olduğu için tedavisi de daha çok bireylerin semptomlarını ve günlük rutinlerini iyileştirmeye yöneliktir. Birey için teşhisi ne kadar erken koyulursa ve tedavi edilirse o kadar iyi olur. Bu sayede bireyin güçlü yanları geliştirilip yeni beceriler kazanması sağlanırken yaşadığı zorluklar da azaltılabilir.

OSB sahibi bireyler farklı farklı sorunlarla mücadele ederler. Bu durum da otizm spektrum bozukluğu için tek bir tedavi yönteminden bahsedilemeyeceğini gösterir. Sağlık görevlileriyle irtibatta kalmak, süreç boyunca doğru tedavi ve hizmet kombinasyonunu bulmada çok yardımcı olabilir. Uygulanan tedavi türleri genel olarak şu şekildedir:

  • İlaç Tedavisi: Uzman belirli semptomlar için ilaç yazabilir. İlaç tedavisiyle OSB sahibi birey sinirlilik, saldırganlık, tekrarlayan davranış, hiperaktivite, dikkat problemi, anksiyete ve depresyon gibi sorunlarla daha kolay baş edebilir. İlaçların her zaman doktorun reçete ettiği dozda kullanılmasına dikkat edilmesi gerekir.
  • Eğitim: Otizm spektrum bozukluğu olan bireyler için destek eğitim programı seçenekleri mevcuttur. Bu eğitimler bireyde davranışsal, psikolojik, eğitimsel ya da beceri geliştirmeye yönelik içeriklerden oluşur. Eğitim sadece otizmden muzdarip bireyler için değil, aynı zamanda bireyin aile üyeleri ve yakınları için de uygulanır.
  • Terapi: Bireyin ihtiyaçlarına bağlı olarak konuşma terapisi, fizik tedavi ve ergoterapi seçenekleri değerlendirilebilir. Örneğin birey iletişim becerilerini geliştirebilmek için konuşma terapisi desteği alınabilir. Ayrıca OSB'li bireyin denge kontrolünü sağlayabilmesi için fizik tedavi uygulanabilir.

Otizm spektrum bozukluğuna sahip yakınları olanların dikkat edebilecekleri unsurları ve uygulayabileceklerini şöyle sıralayabiliriz:

  • Kaynak Araştırması: OSB sahibi bireylere yardımcı olmak için birçok hizmet, program ve yazılı kaynak vardır. Doğru bilgilere ve kaynaklara ulaşabilmek için sağlık uzmanlarına danışılabilir.
  • Destek Grubu: Mevcut bilgilerin ve deneyimlerin paylaşıldığı otizm destek gruplarına katılarak rahatsızlığa dair daha çok bilgiye sahip olmak mümkün.
  • Not Tutma: Sağlık görevlileriyle ve öğretmenlerle yapılan konuşmalar sırasında not tutmak önemlidir. Bu konuşmalar, ileriye dönük planlamalar için önemli bilgiler içerebilir.
  • Arşiv Yapma: Sağlık raporlarının ve değerlendirmelerin kopyalarını saklamak bireyin genel durum takibi için gereklidir. Ayrıca bu raporlar ileride gerekebilir ve özel programlar için de istenebilir.

Otizm spektrum bozukluğu olan bireyle daha verimli ve etkili bir iletişim kurabilmek içinse şu unsurlara dikkat edilebilir:

  • Otizme sahip bireyden istenilen durum bir veya iki kelimeyle ifade edilebilir.
  • İstenilen durum gösterilerek de aktarılabilir. Örneğin "Buraya otur." derken nasıl ve nerede oturması gerektiğini göstermek, iletişimi kolaylaştırabilir.
  • Yüksek ses otizmli bireyleri uyarabildiği için sakin ve alçak ses tonuyla konuşulabilir.
  • Olabildiğince az kişinin yönerge vermesi bireyin kafa karışıklığı ya da korku yaşamaması adına daha iyi olabilir.
  • Komutları sürekli tekrarlamak ya da ses tonunu yükseltmek bireyi daha çok üzüp uyumsuz olmasına sebebiyet verebilir.

Sıkça Sorulan Sorular

Otizm kaçıncı ayda anlaşılır?

Otizmin erken belirtileri, bebek birkaç aylıkken ortaya çıkabileceği gibi bazı belirtiler birey yaklaşık üç yaşına gelene kadar da görülmeyebilir. Bu noktada otizmin türü ve şiddeti önemlidir. Orta düzeyde otizm spektrum bozukluğu yaşayan bireyle hafif düzeyde otizmi olan bireyde deneyimlenen belirtiler farklılaşır. Otizm spektrum bozukluğundaki iletişim ve dil sorunları genellikle gelişimin erken dönemlerinde ortaya çıkar. Otizmin anlaşılabilmesi için ay bazında takip edilmesi gerekenlerden bazıları şunlardır:

  • 6. aydan sonra gülümseyerek veya mutlu bir ifadeyle yanıt vermiyorsa,
  • 9. aydan sonra sesleri veya yüz ifadelerini taklit etmiyorsa,
  • 12. aydan sonra mırıldanmaya başlamadıysa,
  • 14. aydan sonra işaret etme veya sallama gibi el hareketlerini yapmıyorsa,
  • 16 ay geçmesine rağmen tek kelime söylemiyorsa,
  • 18. aydan sonra hayal kurma veya rol yapma oyunları oynamıyorsa,
  • 24, aydan sonra iki kelimelik cümleler kuramıyorsa otizm spektrum bozukluğundan şüphelenmek gerekir.

Tüm bunlarla birlikte herhangi bir yaşta da dil veya sosyal becerilerde kayıp gözlemlenebilir.

Otizm spektrum bozukluğu belirtileri ilk ne zaman başlar?

Ebeveynlerin otizm spektrum bozukluğu söz konusu olduğunda hemen aksiyon almak için akıllarında "Belirtileri ilk ne zaman görülüyor?" ve "Otizmden ne zaman şüphelenmeliyim?" gibi sorular oluşuyor. Ancak bu konuda net bir cevap vermek mümkün değildir. Çünkü OSB geniş bir alana yayılan ve farklılıkları olan karmaşık bir rahatsızlıktır. Yaşa göre farklı otizm belirtileri olsa da öncelikli olarak dikkat edilebilecek birkaç nokta var:

  • İlk 1 yılda bebek diğer bireylerle göz teması kurmayabilir. Diğer bebekler gibi gülümsemeyebilir veya jest yapamayabilir.
  • Erken çocuklukta otizm spektrum bozukluğuna sahip olan çocuklar, onlara isimleriyle seslenildiğinde cevap vermeyebilir. Oyuncakları sıralamak gibi tekrarlayan aktivitelere odaklanabilir, diğer çocuklarla ilgilenmeyebilir. Anormal konuşma biçimleri sergileyebilir.
  • Daha olgun çocuklarda sosyal durumlarda, yönergeleri takip etmede veya arkadaş edinmede zorluklar görülebilir.

Otizm spektrum bozukluğu ne kadar yaygın?

Otizm spektrum bozukluğu tanısı alan çocuk sayısı giderek artış gösteriyor. Bu durumun nedeninin artık daha erken teşhis edilebilmesinden veya vaka sayısında gerçekleşen artıştan kaynaklanıp kaynaklanmadığı tam olarak bilinmiyor. Ancak OSB, günümüzde en çok rastlanan gelişimsel bozukluk türüdür. Amerikan Hastalıkları Kontrol Etme ve Önleme Merkezi'nin (Centers for Disease Control Prevention) verilerine göre 2006 yılında her 150 çocuktan 1’inin otizm tanısı aldığı düşünülürken güncellenen bilgilere göre her 36 çocuktan 1’inin otizm tanısı aldığı tahmin ediliyor.

Paylaş
badge Onaylanmış İçerik

Verdiğimiz Bilgilere Güvenebilirsiniz

Bu içerik 360 Sağlık Tıbbi Yayın Kurulu tarafından onaylanmıştır. Tıbbi Yayın Kurulumuz, sağlık alanında güvenilir bilgiye erişim sağlamak amacıyla oluşturulmuş deneyimli doktor ve araştırmacılardan oluşan bir ekiptir.
Son güncelleme tarihi: 20.09.2024