Halk arasında zehirli guatr olarak da bilinen hipertiroidi, tiroit bezi kaynaklı bir hastalıktır. Metabolizmayı etkileyen bir hastalık olan hipertiroidizm bireyde hem fiziksel hem ruhsal sorunlara yol açabilir. Bu nedenle hipertiroidinin vakit kaybedilmeden tedavi edilmesi ve olası komplikasyonların önüne geçilmesi gerekir. Bu bağlamda hastalık hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak, "Hipertiroidi nedir?" ve "Hipertiroidi neden olur?" gibi sıklıkla sorulan sorulara yanıt bulmak için yazımızı okumaya devam edebilirsiniz.
Hipertiroidi Nedir?
"Hipertiroidizm ne demek?" sorusuna yanıt olarak tiroit bezinin gereğinden fazla çalışması ve bunun sonucunda çok fazla tiroit hormonu (TSH) salgılanması verilebilir. Salgılanan bu hormonlar kana karışır ve hastalık kendini göstermeye başlar. Hastalığın doğrudan bireyin metabolizmasına etki etmesinin nedeniyse tiroit bezinin hem metabolizmanın hem organların işleyişini sağlayan hormonları üretmesidir. Bu hormon çok ya da az salgılandığında metabolizmanın çalışma düzeni bozulmaya başlar. Hipertiroidide daha fazla salgılanan hormonlar metabolizmanın aşırı aktif hâle gelmesine ve gereğinden hızlı çalışmasına neden olur. Bu durumun sonucunda vücutta hipertiroidizm belirtileri görülmeye başlanır.
Hipertiroidinin subklinik hipertiroidi ve primer hipertiroidi olmak üzere iki farklı çeşidi bulunur.
Subklinik Hipertiroidi Nedir?
Subklinik hipertiroidi, tiroksin (T4) ve triyodotironin (T3) değerleri normal bir aralıktayken tiroit hormonu (TSH) değerlerinin normalden düşük olmasıdır. Subklinik hipertiroidi, hipertiroidizmin hafif formudur. Bu sebeple subklinik hipertiroidi belirtileri hipertiroidizmle benzerlik gösterir.
Subklinik hipertirodinin nedenleri arasında toksik multinodüler guatr, dışarıdan trioid hormonu alımı, toksik adenoma ve graves hastalığı gösterilir. Subklinik hipertirodi; demans, kalp damar hastalıkları, osteoporoz ve kemik kırıkları gibi ciddi hastalıkların da görülme riskini artırabilir.
Primer Hipertiroidi Nedir?
Primer hipertiroidide, paratiroid bezlerinden biri ya da birkaçı büyür ve vücut daha fazla parathormon (PTH) üretmeye başlar. Bunun sonucunda kandaki kalsiyum düzeyi yükselir yani hiperkalsemi meydana gelir. Primer hipertiroidi erkeklere kıyasla kadınlarda daha çok görülür. 50 yaşından sonraysa görülme sıklığı belirgin bir biçimde artmaktadır. Hastalığın seyrine, hastanın yaşına ve genel sağlık durumuna göre kişinin sindirim sistemi, böbrekleri, boşaltım sistemi, kalp damar sistemi, kemikleri ve psikolojisi olumsuz etkilenebilir. Ancak kronik böbrek yetmezliği, idrar söktürücü ve psikiyatrik ilaç kullanımı gibi durumlarda parathormon ve kalsiyum değerleri yüksek olabilir. Bu gibi durumlarda hastalığın tanısının daha doğru yapılabilmesi için bu ayrıma dikkat edilmesi gerekir.
Hipertiroidi Belirtileri Nelerdir?
Zehirli guatr yani hipertiroidi belirtileri arasında hem fizyolojik hem psikolojik semptomlar yer alabilir. Bu çerçevede "Hipertiroidinin belirtileri nelerdir?" sorusuna yanıt olarak şu semptomlar sıralanabilir:
- İştah artışına rağmen ani kilo kaybı,
- Kasların zayıflaması ve yorgunluk hissi,
- Uyumakta güçlük çekme,
- Huzursuzluk ve sinirlilik hâli,
- Konsantrasyonun azalması,
- Terleme, kaşıntı ve ellerde hafif titreme,
- Cilt ve tırnaklarda değişiklik,
- Sıcak ve nemli deri,
- Kısırlık,
- Bağırsak hareketliliğinin artması,
- Aşırı terleme ve sıcağa tahammülsüzlük,
- Âdet düzensizliği,
- Kalp atışlarının hissedilmesi (palpitasyon) ve çarpıntı,
- Gözlerde dışarı çıkıklık ve ışığa karşı hassasiyet,
- Göz kapaklarının şişmesi ve gözlerin kızarması,
- Mide bulantısı ve kusma,
- Yüksek tansiyon,
- Erkeklerde meme gelişimi.
Saç tellerinde incelme ve kırılmanın yanı sıra hipertiroidi saç dökülmesine de neden olur. Ayrıca bilinç kaybı, nefes darlığı, baş dönmesi, hızlı ve düzensiz kalp atışı gibi semptomların görülmesi durumunda vakit kaybetmeden doktora başvurulması gerekir.
Her yaşta görülebilen bir hastalık olan hipertiroidiye çocuklarda ve bebeklerde de rastlanır. Çocuk ve bebeklerde görülen hipertiroidi belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
- Kilo almada zorluk,
- Sinirlilik hâli,
- Odaklanmada güçlük yaşama,
- Bağırsak hareketlerinin artması,
- Düzensiz ya da hızlı kalp atışı,
- Yüksek kan basıncı,
- Sıcak ve nemli cilt,
- Gözlerin şişmesi.
Yenidoğan bebeklerde hipertiroidinin yanı sıra hipotiroidi de görülebilir. Hastalığın bu türü konjenital hipotiroidi olarak isimlendirilir. "Konjenital hipotiroidi nedir?" sorusuna daha kapsamlı bir yanıt vermek gerekirse yenidoğan bebeklerde tiroit hormonu yetersizliğinin oluşmasıdır diyebiliriz. Konjenital hipotiroidi geçici olabileceği gibi kalıcı da olabilir. Bu durumda hastalığın ömür boyu tedavi edilmesi gerekir.
Hipertiroidi Neden Olur?
Tiroit bezinin fazla çalışması dışında hipertiroidinin nedenleri arasında birçok tetikleyici unsur bulunur. Bu unsurların başında bağışıklık sistemini etkileyen ve fazla hormon üretimine neden olan graves hastalığı yer alır. Graves hastalığına erkeklere oranla kadınlarda daha sık rastlanır. Ailenizde bu hastalıktan muzdarip kişiler varsa doktorunuzu mutlaka bilgilendirmeniz gerekir.
Hipertiroidiye neden olan diğer faktörler şu şekilde sıralanabilir:
- Çok fazla miktarda iyot alımı,
- Hipofiz ya da tiroit bezinde iyi huylu tümör bulunması,
- İlaçlar ya da diyet sebebiyle yüksek miktarda alınan tetraiyodotironin,
- T3 ve T4 hormonlarının tiroit bezinden sızmasına sebep olan tiroit iltihabı ya da tiroidit,
- Testis ya da yumurtalıklarda tümör olması,
- Civa zehirlenmesi,
- Tiroit hormon ilaçlarının fazla alınması ya da bazı ilaçların kullanımı.
Tüm bunların yanı sıra hamilelerde doğum sonrası hipertiroidi görülebilir. Doğumun ardından meydana gelen bu hipertiroidi sessiz (ağrısız) tiroidit olarak adlandırılır. Geçici bir hastalık olsa da belirtileri hipertiroidiyle benzerdir. Bu nedenle ikisinin arasındaki ayrımın iyi yapılması gerekir.
Hipertiroidi Tanısı Nasıl Konur?
Hipertiroidi semptomları gösteren bireyler, "Hipertiroidi nasıl anlaşılır?" sorusuna yanıt arar. Bu çerçevede hastaya tanı koyabilmek için ilk olarak kişinin hastalık öyküsü öğrenilir ve fiziki muayene yapılır. Fiziki muayene esnasında bireyin tiroit bezi gözlemlenir ve hastalığın bulgularını taşıyıp taşımadığı saptanır. Özellikle yutkunma sırasında tiroit bezlerinin kontrolü yapılır.
Hastalığın tanısında bir diğer adım kan testleridir. Bu noktada hipertiroidi kan değerleri büyük bir önem taşır. Hastalığı saptamak için tiroksin ve tiroit uyarıcı hormonunun (TSH) değerlerine bakılır. Sonuçlara göre Hipertiroidi TSH değerlerinin düşük, T3 ve T4'ün yüksek olması hastalığı doğrular. Ancak kan testlerinden önce kişinin B vitamini takviyesi olan biotin kullanması testlerin yanlış sonuçlanmasına neden olabilir. Multivitamin ya da B vitamini takviyesi kullanımı söz konuysa bu durum doktora bildirilmelidir.
Hipertirodinin tanısında muayene ve kan testlerinin yanı sıra şu yöntemlerden de destek alınabilir:
- Tiroit bezi sintigrafisi,
- Tiroit bezi ultrasonografisi,
- Tiroit otoantikorları,
- Radyoiyot alım testi,
- Sedimantasyon.
Hipertiroidi Tedavisi
"Hipertiroidi nasıl geçer? sorusuna yanıt bulmak için hastalığın altında yatan nedenler araştırılır ve hastanın durumu göz önünde bulundurulur. Bu saptamaların ardından hastaya ilaç tedavisi, iyot kullanımı ya da cerrahi müdahale uygulanır. Hipertiroidi tedavisinde hangi yöntemin kullanılacağında hastanın yaşı ve hastalığının şiddeti belirleyici olur.
İlaç Tedavisi
Tiroit bezinin aşırı hormon üretimini azaltıp düzenli çalışmasını sağlayan antitiroit ilaçlar hastalığın tedavisinde önemli bir rol oynar. Özellikle graves hastalığına bağlı olarak gelişen hipertiriodinin tedavisinde ilk olarak antitiroit ilaçlarına başvurulur. Bu tedavinin başarıya ulaşabilmesi için ilaçların kullanım süresi ve dozu hassas bir biçimde ayarlanmalıdır. Bu nedenle antitiroit ilaçlarının bir endokrinoloğun gözetiminde kullanılması hayati önem taşır.
İlaç tedavisinde antitiroit ilaçlar dışında beta blokerlerden de yararlanılır. Beta blokerlerin kullanım amacı hastalığın semptomları arasında sıklıkla görülen hızlı kalp atışı ve titreme gibi belirtileri ortadan kaldırmaktır. Beta blokerler tiroit seviyesi normale ulaşana kadar kullanılabilir. Ancak beta bloker kullanımı özellikle astım hastaları için önerilmez.
İyot Kullanımı
Hipertiroidi tedavisinde iyot kullanımı, radyoaktif iyot tedavisi ya da atom tedavisi isimleriyle de bilinir. Bu tedavi yönteminde hastaya ağızdan kapsül şeklinde ya da damar yoluyla radyoaktif maddeyle işaretlenen iyot verilir. Böylelikle tiroit bezinin hasara uğratılması ya da küçülmesi sağlanarak fazla çalışmasının önüne geçilmesi amaçlanır. Radyoaktif iyot tedavisinde hastalığın belirtileri genellikle birkaç ay içinde kaybolur. Ancak graves hastalığına bağlı hipertiroidide atom tedavisi kullanıldığında tiroit bezinin tamamında kalıcı hasar meydana gelebilir. Bu sebeple hastanın yaşamı boyunca hormon takviyesi alması gerekebilir.
Cerrahi Müdahale
Hipertiroidi ameliyatı hastalığın tedavisinde genellikle en son uygulanan yöntemdir. İlaç tedavinin sonuç vermemesi, ilaç tedavisi sonlandırıldıktan sonra hastalığın nüksetmesi ya da ilaç kullanıma bağlı başka değişikliklerin ortaya çıkması cerrahi müdahaleyi gerektirir. Ayrıca:
- Tiroitte kanser kuşkusu ya da kanser varsa,
- Bası belirtilerine sebebiyet veren çok büyük guatrlarda doktor cerrahi müdahaleye yönlendirebilir.
Cerrahi müdahale hipertiroidinin tedavisinde kesin çözüm olarak görülse de bazı riskleri beraberinde getirir. Ses tellerinin ve kandaki kalsiyum seviyesini kontrol eden paratiroid bezinin zarar görmesi olası riskler arasındadır.
Hipertiroidi ve Beslenme
Tedavi süresi boyunca yeme ve içme alışkanlıklarında değişikliğe giderek hipertiroidi için uygun beslenme tarzını benimsemek gerekir. Bu çerçevede iyot kullanımına dikkat edilmesi de büyük bir önem taşır.
Hipertiroidi beslenme listesine şu kıstaslar dikkate alınarak yön verilebilir:
- Balık, ıstakoz, ahtapot, istiridye, karides, deniz yosunu ve ton balığı gibi deniz ürünleriyle süt ve süt ürünleri iyot açısından zengindir. Bu nedenle bu besinlerden uzak durulması gerekir.
- Kemiklerde yaşanan güçsüzlükleri ortadan kaldırmak için kalsiyum ve D vitamini açısından zengin olan ürünlere yönelmek faydalı olabilir.
- Doymuş yağlardan uzak durulmalı ve bitkisel yağlar tercih edilmelidir.
- Rafine şekeri yüksek ve işlenmiş gıdalardan uzak durulmalıdır.
- Öğünlerde çinko içeren besinlere yer verilmelidir.
- Hipertiroidide selenyum elementi içeren besinlere yönelmek hormon seviyelerine etki edilebilir ve hormonların aktif olmasını sağlayabilir.
- Tedavide kullanılan ilaçların etkinliğini bozmamak ve genel sağlık durumunu korumak için sigara ve alkolden uzak durulması gerekir.
"Hipertiroidi olanlar ne yemeli?" sorusuna yanıt olarak şu gıdaları verebiliriz:
- Kırmızı et,
- Hindi ve tavuk eti,
- Yumurta beyazı,
- Marul, roka, ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzeler,
- Biber,
- Havuç,
- Patates,
- Bal,
- Keten tohumu,
- Avokado.
Hastalıktan muzdarip kişiler, "Hipertiroidi olanlar ne yememeli?" sorusunun da cevabını arar. Hipertiroidi hastalarına önerilmeyen yiyeceklerden bazıları şunlardır:
- İyotlu tuz ve himalaya tuzu,
- Yumurta sarısı,
- Kuru fasulye ve soya fasulyesi,
- Muz,
- Çilek,
- Kuru erik,
- Kızılcık,
- Sarımsak,
- Şalgam,
- Kabak,
- Pazı,
- Mısır,
- Yulaf.
Sıkça Sorulan Sorular
Hipertiroidi tedavi edilmezse ne olur?
Hipertiroidi tedavi edilmediği takdirde başka ciddi rahatsızlıklara neden olabilir. Kemik kırılmaları ve kemik erimesi, görme kaybına varan göz hastalıkları, kalpte ritim bozukluğu ve kalp yetmezliği meydana gelebilir. Ayrıca felç ve inme riskinde artış yaşanabilir.
Hipertiroidi ilaçları kilo aldırır mı?
Hipertiroidi metabolizmanın aşırı hızlanmasına neden olduğundan iştah açılmasına karşın kilo alımı yaşanmaz. Aksine kilo kaybı devam edebilir. Ancak tedavi başarıyla tamamlandığında metabolizma da normale döner. Bu aşamadan itibaren kişilerde kilo alımı görülebilir.
Hipotiroidi ve hipertiroidi arasındaki fark nedir?
Hipertiroidi, tiroit bezinin aşırı çalışması sonucu vücudun gereğinden fazla tiroit hormonu üretmesidir. Hipotiroidi hastalığındaysa tiroit bezleri yeteri kadar çalışmaz. Buna bağlı olarak tiroit hormonları az salgılanır ve tiroit yetmezliği yani hipotiroidi meydana gelir. Hipotiroidi ayrıca radyoaktif iyot tedavisinden sonra da ortaya çıkabilir.