Yükleniyor...
logo

Glokom (Göz Tansiyonu) Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Glokom (Göz Tansiyonu) Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Göz insanın çevreyi algılama yeteneğinin en önemli parçasıdır. Göz sağlığı bireyin yaşam kalitesini doğrudan etkilediğinden herhangi bir göz hastalığı durumunda zorluklar yaşanabilir. Göz hastalıkları, yaşamın her evresinde birçok farklı nedene bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bazı göz hastalıkları ilerlediğinde ciddi sorunlara neden olabilir. Bu nedenle düzenli olarak göz muayenesi olmak, göz hastalıkları ilerlemeden erken teşhis etmek ve uygun tedavi yöntemlerini uygulamak çok önemlidir. Glokom da bu göz hastalıklarından biridir. Ciddi bir göz hastalığı olan glokom hakkında bilmeniz gereken tüm detaylara yakından bakalım.

Glokom (Göz Tansiyonu) Nedir? Çeşitleri Nelerdir?

Glokom ya da halk arasında bilinen adıyla göz tansiyonu, gözün arka kısmında yer alan, gözü beyne bağlayan optik sinirlere zarar vererek görme kaybına neden olabilen ciddi bir göz hastalığıdır. Genellikle gözün ön kısmında sıvı birikmesi ve bu sıvının göze basınç uygulayarak kademeli şekilde optik sinirlere zarar vermesi şeklinde gelişir. Ancak bazı hastalarda göz tansiyonu normal olduğu hâlde glokom gelişebilir. Glokom tedavi edilmediğinde körlüğe neden olabilir. Glokom hastalığı her yaştan bireyde görülebilir ancak en sık 65 yaş üstü bireylerde rastlanır. 

Glokom türleri birincil ve ikincil glokom olmak üzere iki ana türe ayrılır. Birincil glokomda altta yatan herhangi bir tıbbi neden yoktur. İkincil glokomdaysa hastalık başka bir tıbbi nedene dayanır.

Birincil glokom türleri şunlardır:

  • Açık açılı glokom
  • Kapalı (dar) açılı glokom
  • Konjenital glokom

İkincil glokom türleriyse şunlardır:

  • Neovasküler glokom
  • Eksfoliasyon glokomu
  • Pigmenter glokom
  • Üveitik glokom

Açık Açılı Glokom Nedir?

Açık açılı glokom, glokomun en yaygın görülen türüdür. Bu türde gözün drenaj kanalları açık ve normal şekilde çalışıyor gibi görünür. Ancak zaman içinde bu kanallar tıkanabilir. Bunun sonucunda gözün içinde sıvı birikebilir ve bu sıvı doğru şekilde tahliye edilmediğinden optik sinirlere baskı yapabilir. Açık açılı glokom belirtileri çoğu zaman gözlemlenmeyebilir ve bu durumun varlığı yıllarca fark edilemeyebilir. Hastalar genellikle görme kaybı başladığında doktora başvurur. Yüksek tansiyonu ya da diyabeti olan bireyler açık açılı glokom için yüksek risk grubunda yer alır.

Kapalı (Dar) Açılı Glokom Nedir?

Kapalı açılı glokom, glokomun nadir görülen türlerinden biridir ve genellikle akut şekilde ortaya çıkar. İris ve kornea arasındaki açının çok dar olması nedeniyle ortaya çıkar. Göz bebeği çok hızlı şekilde büyüdüğünde de meydana gelebilir. Bu durum drenaj kanallarının tıkanmasına ve göz içinde biriken sıvının çıkışını engelleyerek göz içi basıncının yükselmesine neden olur. Dar açılı glokom tedavisi lazerle ya da ameliyatla gerçekleştirilebilir.

Konjenital Glokom Nedir?

Konjenital glokom oldukça nadir görülen bir glokom türüdür ve doğuştan gelen bir bozukluktur. Yenidoğan bebeklerde birkaç ay içerisinde teşhis edilebilir. Belirtileri arasında ışığa karşı hassasiyet, fazla gözyaşı üretimi, gözde belirgin büyüme yer alır. Bu tür glokomu olan bebeklerde, göz içi basıncının yükselmesiyle korneada saydamlığın yitirilmesine bağlı buğulanma görülür. Tek gözde görüldüğünde tanı konulması daha kolaydır. Erken tanı ve tedavi ileriki yaşlarda kalıcı körlüğün oluşmasını engellemenin tek yoludur.

Neovasküler Glokom Nedir?

Neovasküler glokom, irisle korneanın arasındaki açının fazla kan damarları tarafından daraltılmasıdır. Bu açı göz içi sıvısının boşaltıldığı alandır ve fazla kan damarları sıvı boşaltılmasını engelleyerek göz içi basıncının yükselmesine neden olur. Neovasküler glokom genellikle yüksek tansiyondan ya da diyabetten kaynaklanır. Nadiren de olsa şiddetli retinal damar tıkanıklığı, retinal tümörler ya da oküler istemik sendrom gibi başka nedenler de neovasküler glokoma neden olabilir. Belirtileri arasında ağrı, kızarıklık ve görmede azalma yer alabilir.

Eksofilasyon Glokom Nedir?

Psödoeksfoliasyon olarak da isimlendirilen eksofilasyon glokomu, gözün bazı kısımlarında ekstra materyal birikmesine bağlı olarak sıvı akışının engellenmesiyle ortaya çıkan açık açılı glokom türüdür. Birincil açık açılı glokomdan çok daha hızlı ilerleyebilen eksofilasyon glokom aynı zamanda daha yüksek göz basıncına neden olur. Ailesinde eksofilasyon glokom olan bireylerin yatkınlığı daha fazladır, bu nedenle bu bireylerin düzenli olarak göz muayenesi yaptırmaları önerilir. 

Pigmenter Glokom Nedir?

Pigmenter glokom, iristeki pigmentlerin dökülerek göz içi sıvısının dışarı akışını engellemesiyle oluşan glokom türüdür. Beyaz tenli ve miyop erkekler pigmenter glokom açısından yüksek risk grubunda yer alır. Belirtileri arasında bulanık görüş ve özellikle egzersiz sonrası ışıkların etrafında gökkuşağı renkli halka görülmesi yer alır. Göz tansiyonu düşürülerek tedavi edilebilse de pigment dökülmesini tedavi etmenin bir yolu yoktur. 

Üveitik Glokom Nedir?

Üveitik glokom, gözde iltihaplanma ve şişmeye yol açan üveitin neden olduğu bir glokomdur. Üveiti olan bireylerin %20'sinde üveitik glokom gelişir. Üveitin neden olduğu iltihaplanma ve yara dokusu göz içerisinde biriken sıvının dışarı atılmamasına yol açabilir. Bu durum da yüksek göz basıncına ve üveitik glokom nedeniyle görme kaybına yol açabilir.

Glokom (Göz Tansiyonu) Belirtileri Nelerdir?

Glokomun erken tedavisi görme kaybının önlenmesi açısından oldukça önemlidir. Bu nedenle glokomun erken belirtilerinin izlenmesi ve bu belirtilere göre hastalığa tanı konması gerekir. Bazı glokom tiplerinde erken belirtiler görülmez. Görme kaybı kademeli olarak gerçekleşir, bu nedenle belirtilerin gözden kaçırılması daha kolaydır. Özellikle primer açık açılı glokom çoğu zaman herhangi bir belirti vermez. Bu nedenle düzenli göz muayenesi oldukça önemlidir. Herhangi bir glokom türünde görülebilecek glokom belirtileri şunlardır:

  • Göz ağrısı,
  • Az görme,
  • Bulanık görüş,
  • Çift görme,
  • Görüş açısının daralması ya da kör noktaların oluşması,
  • Baş ağrısı,
  • Gözlerde kızarma ya da şişme,
  • Işığa karşı hassasiyet,
  • Işıklı nesnelerin etrafında gökkuşağı renginde halkalar görülmesi,
  • Yakın ya da uzak nesnelere odaklanmada zorluk,
  • İris renginde değişim,
  • Mide bulantısı ve kusma.

Glokom Baş Ağrısı Yapar mı?

Glokom, hastalığın ileri evrelerine kadar belirti vermeyebilir ancak bazı glokom türleri baş ağrısına neden olabilir. Primer açık açılı glokom gibi kronik glokom türleri genellikle baş ağrısına neden olmasa da akut glokom formları baş ağrısına neden olabilir. Neovasküler glokom ve açı kapanması glokomu gibi glokom türleriyse çok yüksek göz tansiyonu sebebiyle baş ağrısına neden olabilir.

Glokom (Göz Tansiyonu) Neden Olur?

Glokom hemen her yaştan bireyi etkileyebilen ve birçok farklı nedene bağlı olan bir hastalıktır. Glokomun temel nedeni, göz içi sıvısının boşaltılamaması ve buna bağlı olarak göz içi basıncının artmasıdır. Glokom neden olur, sorusuna yanıt olarak verilebilecek risk faktörleri şunlardır:

  • Diyabet,
  • Ailede glokom öyküsü,
  • Hipermetropi,
  • Miyop,
  • Yüksek tansiyon,
  • Çok düşük tansiyon,
  • Uzun süre kortikosteroid kullanımı,
  • Daha önce göz yaralanması ya da göz ameliyatı geçirilmesi,
  • 60 yaş üstü bireyler.

Glokom (Göz Tansiyonu) Nasıl Teşhis Edilir?

Glokomun birçok türü belirti vermeden ilerlediği için hastalığın teşhisinde düzenli göz muayenesi büyük öneme sahiptir. Hastalığın teşhisi için göz hastalıkları uzmanı tarafından birçok farklı glokom testi uygulanabilir. Genellikle ağrısız olan bu tanı testleri şunlardır:

  • Göz tansiyonunun ölçülmesi için tonometri testi,
  • Kornea kalınlığının ölçümü için pakimetri,
  • Göz bebeklerini genişletmek ve göz arkasındaki optik sinirleri incelemek için göz genişletici muayene,
  • İris ve kornea açısını değerlendirmek için gonyoskopi,
  • Gözün iç kısmını incelemek için "yarık lamba" adı verilen özel bir mikroskopla yapılan yarık lamba muayenesi,
  • Görme kaybını değerlendirmek için görme keskinliği testi,
  • Çevresel görüşü kontrol etmek için perimetri (görme alanı testi). 

Glokom (Göz Tansiyonu) Tedavisi Nasıl Yapılır?

Glokomun tedavi edilmemesi görme kaybının hızlı şekilde ilerlemesine ve kalıcı körlüğe neden olabilir. Görme kaybı sonrası uygulanan tedaviler ilerlemeyi yavaşlatsa da kaybedilen görüşü geri getirmez. Bu nedenle glokomun erken teşhisi ve hızlı şekilde tedaviye başlanması önemlidir. Glokom tedavisi ilaç, lazer ve cerrahi müdahale gibi yöntemlerle gerçekleştirilebilir.

İlaç Tedavisi

Birçok glokom türünün tedavisinde doktor tarafından reçete edilen göz damlaları kullanılır. Bazı damlalar göz içi sıvısının azaltılması ve göz basıncının düşürülmesi için drenajı artırır. Glokom hayat boyu süren bir hastalık olduğu için bu damlaların sürekli kullanılması gerekebilir. Uygulanacak doz glokomun türüne, derecesine ve kullanılan ilaca göre günde bir veya birden fazla olabilir. Glokomun tedavisi için tek bir ilaç reçete edilebileceği gibi aynı anda birden fazla ilacın kullanılması da gerekebilir. Göz damlasına ek olarak ağız yoluyla alınacak glokom ilaçları da tedavi planlamasına dâhil edilebilir. 

Cerrahi Müdahale

Cerrahi müdahale glokom tedavisinde uygulanan yöntemlerden biridir. Göz tansiyonunun kontrolünde ilaç ya da lazer tedavisinden daha hızlı şekilde etki eder. Cerrahi müdahale görme kaybını yavaşlatmada etkili olsa da kaybedilen görüşü geri getirmez ya da glokomu tam olarak tedavi etmez. Cerrahi müdahale göz sıvısının alınması ve yeni bir drenaj kanalı oluşturmak için uygulanır.

"Glokom ameliyatı nasıl yapılır?" sorusuna yanıt olarak farklı glokom tiplerinin tedavisi için uygulanacak farklı ameliyat yöntemlerinin bulunduğu söylenebilir. Minimal invaziv glokom cerrahisi (MIGS), drenaj tüpleri, filtreleme ameliyatı bu yöntemler arasında sayılabilir. 

Lazer Tedavisi

Glokomun tedavisinde uygulanan lazer yöntemi özellikle açık açılı glokom için tercih edilebilir. Lazer tedavisi, göz damlası tedavisinden önce ilk basamak olarak önerilebilir. Lazer tedavisiyle tıkalı drenaj kanallarının açılması ya da gözdeki sıvı üretiminin azaltılması hedeflenebilir. Lazer tedavisinin belirli aralıklarla tekrarlanması gerekebilir. 

Paylaş
badge Onaylanmış İçerik

Verdiğimiz Bilgilere Güvenebilirsiniz

Bu içerik 360 Sağlık Tıbbi Yayın Kurulu tarafından onaylanmıştır. Tıbbi Yayın Kurulumuz, sağlık alanında güvenilir bilgiye erişim sağlamak amacıyla oluşturulmuş deneyimli doktor ve araştırmacılardan oluşan bir ekiptir.
Son güncelleme tarihi: 08.08.2024