Yükleniyor...
logo

Batı Nil Virüsü Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Batı Nil Virüsü Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Batı Nil Virüsü Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Batı Nil virüsü sivrisineklerin ısırması yoluyla yayılan bir virüstür. Bu virüs Batı Nil virüsü enfeksiyonuna, yani enfekte sivrisineklerin insanları sokmasıyla bulaşan viral bir hastalığa sebep olur.

Batı Nil Virüsü Nedir?

Batı Nil virüsü sivrisineklerin ısırması yoluyla yayılan bir virüstür. Bu virüs Batı Nil virüsü enfeksiyonuna, yani enfekte sivrisineklerin insanları sokmasıyla bulaşan viral bir hastalığa sebep olur. Yaz mevsimi ve sonbahar başlangıcı sivrisineklerin en çok görüldüğü sezon olduğundan Batı Nil virüsünün bulaşması için Türkiye'deki en riskli dönem temmuz ve ekim aylarının arasındaki dönemdir.

Batı Nil virüsü ilk kez 1937 yılında Uganda'nın Batı Nil bölgesinde görüldüğü için bu ismi almıştır. Bu virüs çoğunlukla Afrika, Avrupa'nın bazı bölgeleri, Orta Doğu, Kuzey Amerika, Avustralya ve Batı Asya’da görülür. Günümüze kadar bu virüsün yol açtığı en büyük salgınlar Yunanistan, İsrail, Romanya, Rusya ve ABD'de meydana gelmiştir. Batı Nil virüsünün asıl kaynağı kuşlar olduğundan çoğunlukla kuşların göç yollarındaki alanlarda salgın görülmüştür. 

Batı Nil Virüsü Nasıl Bulaşır?

Batı Nil virüsünün başlıca bulaşma yolu enfekte sivrisineklerdir. Virüsün ana taşıyıcısıysa yabani kuşlardır. Sivrisinekler enfekte bir kuşu ısırdıklarında virüsü kapar. Virüsle en çok ilişkilendirilen kuşlar kargalar ve kuzgunlar, yani karakargalardır. Ancak en az 110 kuş türünün bu virüsü taşıyabildiği de bilinir.

Kuştan sivrisineğe geçen virüs birkaç gün boyunca sivrisineğin kanında dolaşır. Ardından sivrisineğin tükürük bezlerine geçer. Daha sonra sivrisineğin ısırdığı insanlara ve at gibi bazı memeli hayvanlara virüs bulaşabilir. Bulaşan virüs burada çoğalabilir ve çeşitli hastalıklara neden olabilir. Bir bölgede atların topluca hastalanması ve toplu kuş ölümleri virüsün varlığının bir işareti olarak değerlendirilebilir.

Batı Nil virüsü taşıyan ve insanlara bulaştırabilen sivrisineklerin görüldüğü ve yayılım gösterdiği alanlar şu şekildedir:

  • Sivrisinekler gündüzleri bodrum katları gibi karanlık ve ıssız alanlarda saklanabilirler.
  • Genellikle geceleri ortaya çıkarlar.
  • Hastalığı taşıyan sivrisineklerin başlıca üreme alanları ırmak kenarları, havuzlar, kuyular, yağmur suyuyla oluşan su birikintileri, bataklıklar, ağaç kovukları, erimiş kar suları ve içi su dolu her çeşit yapay su birikintileridir.

Batı Nil virüsünün yayılmasına yol açan çok nadir bazı durumlar şunlardır:

  • Virüsün bulaştığı başka hayvanlara, onların kanlarına veya diğer dokularına temas etmek,
  • Kan transfüzyonu,
  • Organ nakli,
  • Hamilelik, doğum veya emzirme sırasında anneden bebeğe aktarım,
  • Laboratuvar ortamında virüse maruziyet.

Batı Nil Virüsünün Belirtileri Nelerdir?

Batı Nil virüsüyle enfekte olan bireylerin yaklaşık %80’i asemptomatiktir, yani bu bireyler herhangi bir belirti göstermezler. Virüsün bulaştığı bireylerin yaklaşık %20'sindeyse Batı Nil ateşi adı verilen durum gelişebilir.

Bu durumda ortaya çıkabilen Batı Nil virüsü belirtileri şunlardır:

  • Ateş,
  • Baş ağrısı,
  • Hâlsizlik ve yorgunluk,
  • Kas ağrısı,
  • Boğaz ağrısı,
  • İştahsızlık,
  • Mide bulantısı,
  • Kusma,
  • Karın ağrısı,
  • İshal,
  • Vücutta döküntü (Genellikle göğüs ve sırt bölgesinde yoğunlaşır.),
  • Lenf bezlerinde şişlik.

Batı Nil virüsü bulaşan her 150 kişiden yaklaşık 1'indeyse daha ciddi semptomlara yol açabilen ensefalit (beyin iltihabı) veya menenjit (beyin ve omurilik zarı iltihabı) gibi ciddi nörolojik hastalıklar ve sinir sistemi enfeksiyonu görülebilir. 

Bu hastalıkların belirtileri şöyle olabilir:

  • Baş ağrısı,
  • Yüksek ateş,
  • Boyunda ve ensede sertlik,
  • Sersemlik,
  • Kafa karışıklığı,
  • Titreme ve kasılma gibi kontrol edilemeyen kas hareketleri,
  • Kas zayıflığı,
  • Felç,
  • Koma.

Virüsün kuluçka süresi, yani belirtilerin ortaya çıkmasından önceki süre genellikle sivrisinek tarafından ısırıldıktan sonraki 3 ila 14 gündür. Herkeste enfeksiyon görülebilir ancak çeşitli sebeplerle bağışıklık sistemi baskılanmış bireylerin enfeksiyondan dolayı ciddi hastalıklar geliştirme olasılığı daha yüksektir. 

Batı Nil Virüsü Kaynaklı Hastalıklara Yakalanma Riskini Arttıran Durumlar

Batı Nil virüsünün neden olduğu hastalıklara yakalanma riskini artıran bazı durumlar vardır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • 60 yaşın üstünde olmak,
  • Hamilelik,
  • Organ nakli yapılmış olmak,
  • Kanser hastalığı,
  • Şeker hastalığı (diyabet),
  • Yüksek tansiyon (hipertansiyon),
  • Böbrek hastalığı,
  • HIV/AIDS hastaları.

Batı Nil Virüsü Nasıl Teşhis Edilir?

Batı Nil virüsünün teşhisi için klinik belirtilere ve bulgulara bakılır. Ayrıca kan testi ve belden sıvı alma yoluyla yapılan omurilik sıvısı testleri gibi özel laboratuvar testleri de yapılır. Bu testler bağışıklık sisteminin enfeksiyona karşı ürettiği antikorları tespit eder. Antikorlar saptandıktan sonra kesin tanı konulabilir. 

Batı Nil virüsüne özgü antikorlar genellikle hastalığın başlangıcından 3 ila 8 gün sonra tespit edilebilir. Antikorların vücuttaki varlığı 30 ila 90 gün boyunca devam edebilir. Ancak antikorların daha uzun süre varlığını sürdürebildiği de gözlemlenmiştir. Bu nedenle pozitif antikorlar bazen geçmiş bir enfeksiyonu da yansıtabilir.

Batı Nil Virüsü Nasıl Tedavi Edilir?

Batı Nil virüsüyle ilişkili hastalıklar için spesifik bir tedavi yöntemi ya da bir antiviral ilaç yoktur. Tedavi ihtiyacı bireyin yaşına, bağışıklık sistemine ve genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilir. Virüs kaynaklı hafif belirtiler genellikle kendiliğinden geçer. Belirtilerin şiddetini azaltmak amacıyla destekleyici tedavi yöntemleri de uygulanabilir. Bunun için doktor önerisiyle soğuk algınlığı veya grip için kullanılan ilaçlar kullanılabilir.

Virüse bağlı olarak daha ciddi semptomlar görülüyorsa ve Batı Nil ensefaliti veya menenjiti gibi hastalıklar oluştuysa farklı uygulamalar söz konusu olabilir. Bu durumda Batı Nil virüsü tedavisine hastane ortamında devam edilebilir. İhtiyaç duyulduğunda hastaya solunum desteği verilebilir veya nöbet geçirme durumunda antiepileptik ilaçlar kullanılabilir. Başka enfeksiyonların oluşmaması için de ayrıca önlem alınabilir. 

Batı Nil virüsü için atlara yönelik aşı uygulaması mevcuttur. Ancak insanlar için bu virüse karşı herhangi bir koruyucu aşı henüz mevcut değildir.

Batı Nil Virüsünden Korunma Yolları Nelerdir?

Batı Nil virüsü aşısı henüz bulunmadığından virüsten korunmanın en etkili yolu sivrisinek ısırıklarından korunmaktır.

Bunun için alınabilecek önlemler şöyle sıralanabilir:

  • Sivrisineklerin en aktif olduğu zaman dilimleri gün doğumu saatleri ve gün batımından itibaren gece saatleridir. Sivrisineklerin yaygın görüldüğü aylarda bu saatlerde dışarıda olmaktan kaçınılabilir.
  • Yaz aylarında cildin açıkta kalan bölgelerine ve kıyafetlere sinek kovucu uygulanabilir. Bebeklere ve çocuklara uygulanacak sinek kovucunun onlara uygun olarak üretilmiş olmasına dikkat edilebilir. 
  • Özellikle açık havada geçirilen akşam saatlerinde uzun kollu gömlek ya da uzun pantolon gibi cildi kapatacak kıyafetler tercih edilebilir. 
  • Evlerin kapıları ve pencereleri sineklikle kapatılabilir. Sineklik yoksa camlar mümkün olduğunca kapalı tutulabilir. 
  • Özellikle sineklerin çok olduğu dönemlerde gece uyurken cibinlik kullanılabilir.
  • Kapalı ortamlarda hava dolaşımı oluşturması için vantilatör ve klima gibi cihazlar kullanılabilir.
  • Sivrisineklerin üreyebileceği lastik tekerlek içleri, evcil hayvanların su kapları, teneke kutular, boş saksılar ve su varilleri gibi alanlar düzenli olarak boşaltılıp temizlenebilir.
  • Evlerin yakınında bulunan küçük su birikintileri kurutulabilir. Açık foseptik çukurlarının kapatılması sağlanabilir.
  • Batı Nil virüsü enfeksiyonunun yaygın görüldüğü ülkelere ve bölgelere seyahat edilecekse sivrisinek sokmalarına karşı korunma önlemlerine dikkat edilebilir.
  • Batı Nil virüsü için riskli ülkelere ilişkin olarak Sağlık Bakanlığının Seyahat Sağlığı Merkezlerinden veya 444 77 34 numaralı Seyahat Sağlığı Hattı'ndan bilgi alınabilir.
  • Riskli ülkeye yapılan seyahat dönüşünde ateş, baş ağrısı, kas ağrısı, hâlsizlik, iştahsızlık, lenf bezlerinde şişlik, bulantı, kusma veya cilt döküntüsü gibi şikâyetler başlarsa bir sağlık kuruluşuna başvurulabilir.
Paylaş
badge Onaylanmış İçerik

Verdiğimiz Bilgilere Güvenebilirsiniz

Bu içerik 360 Sağlık Tıbbi Yayın Kurulu tarafından onaylanmıştır. Tıbbi Yayın Kurulumuz, sağlık alanında güvenilir bilgiye erişim sağlamak amacıyla oluşturulmuş deneyimli doktor ve araştırmacılardan oluşan bir ekiptir.
Son güncelleme tarihi: 04.09.2024