Yükleniyor...
logo

Aile ve Çift Terapisi

Aile ve Çift Terapisi

Aile ve Çift Terapisi Nedir?

Aile, en basit tanımıyla toplumun temel yapı taşıdır. Ailenin daha geniş tanımı ise, "kan bağı, evlilik ve diğer yasal yollarla aralarında akrabalık ilişkisi bulunan ve genellikle aynı evde yaşayan bireylerden oluşan; bireylerin psikolojik, cinsel, sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarının karşılandığı, topluma uyum ve katılımın sağlandığı temel bir birim." olarak yapılır.

Bu tanım sağlıklı nesillerin yetişebilmesi ve bireylerin psikolojik sağlığı için ailenin ne kadar önemli olduğunu kanıtlar niteliktedir. Psikoterapinin bir dalı olan aile ve çift terapisi de çiftler ve aile üyeleri arasındaki yakın ilişkilerin çalışıldığı bir alan olarak karşımıza çıkar.

Aile ve çift terapisinin temel amacı çiftlerin ve aile üyelerinin yaşadıkları problemleri çözüme kavuşturmaktır. Bu terapiye çiftler genellikle birlikte katılsa da bazı durumlarda ilişki sorunları baz alınarak tek bir kişiye de terapi yapılabilir.

Aile ve çift terapisi aile içi ilişkilerin düzenlenmesini, çiftler arasındaki çatışmaların çözülebilmesini ve aile üyelerinde olumlu yönde değişim yaratmayı hedefler. Aile ve çift terapisi sırasında tarafların iş birliği esastır. Her iki tarafın da terapiye katılma ve mevcut problemleri çözme konusunda istekli olması terapinin etkinliği açısından oldukça önemlidir. 

Aile ve Çift Terapisinde Ele Alınan Konular Nelerdir?

Çift ve aile terapisi çok yönlüdür, temel konuları ve müdahale yöntemleri oldukça çeşitlidir. Ele alınan konu başlıkları aile ilişkilerinde ve çiftler arasındaki ilişkilerde ne tür problemlerin yaşandığıyla ilgilidir. Bu terapiler zihinsel sağlık problemlerinin teşhis edilmesinden çiftlere ve aile bireylerine rehberlik etmeye, aile üyeleri arasındaki problemlerin çözülmesinden aile bağlarının güçlendirilmesine kadar birçok konuda danışanlara yardımcı olur.

Aile ve çift terapisinde; aile ve çift sorunları başta olmak üzere, evlilik problemleri, boşanma, cinsel işlev bozuklukları, maddi sorunlar, iletişim problemleri ve ilişki sorunları gibi konular ele alınabilir.

Aile ve çift terapisi aynı zamanda; alkol ve madde bağımlılığı, çocuk ve ergenlerde depresyon, ebeveyn-çocuk ilişkisi, kayıp/yas, anksiyete, depresyon, duygu durum bozuklukları ve çocuklarda travma sonrası ilk yardım gibi aile bireylerinden birini ya da birkaçını etkileyen konularda da yardımcı olabilir.

Aile ve çift terapisine katılan çiftlerin sıkça yaşadığı problemler arasında güven sorunları, cinsel isteksizlik, 3. kişilerden kaynaklanan sorunlar, bağlanma sorunları, eşlerin birbirlerine olan tahammülünün azalması gibi konular da yer alır. Aile ve çift terapisi, bu gibi sorunlardan muzdarip çiftlerin terapi sırasında sorunlarını karşılıklı olarak konuşabilmelerini ve bu sorunlara ortak bir çözüm bulabilmelerini sağlar.

Güven Sorunları

İnsan ilişkilerinin sağlıklı şekilde sürdürülebilmesi için karşılıklı güven esastır. Özellikle çiftler arasında güven oldukça önemli bir kavramdır. Bu nedenle partnerleri aile ve çift terapisine yönlendiren en önemli sorunların başında güven problemleri gelir. İkili ilişkilerde güven problemleri birçok farklı nedene bağlı olarak ortaya çıkabilir. 

Bir ilişkide güven sorunu aldatma, sır saklama, yalan söyleme gibi durumlarla oluşabileceği gibi çiftlerden birinin daha önceki ilişkilerinde yaşadığı güven sorunlarının bir yansıması olarak da ortaya çıkabilir. Tüm bunların yanı sıra ayrılık kaygısı, travma sonrası stres bozukluğu, anksiyete ve depresyon gibi durumların yaşanması da güven sorunlarına neden olabilir.

İlişkilerinde güven sorunu yaşayan çiftler bu durumu konuşarak çözmeye çalışıp güvensizliği aşmak ister. İlişkilerde güveni kırılan taraf öfke, üzüntü, kırgınlık, ihanete uğramışlık hissi gibi birtakım zorlu duygular yaşayabilir. Böyle bir durumda yoğun duyguların da etkisiyle karşılıklı olarak oturmak ve bu problemi konuşmak kolay olmayabilir. 

Çift ve aile terapisi, güven kırıklığının yarattığı yoğun duygularla baş etmeye ve diğer yandan bozulan güven dengesini yeniden kurmaya çalışan çiftlere yardımcı olur. Ayrıca çiftlerin bu sorunları daha kolay bir şekilde çözmelerini hedefler.

3. Kişiler Kaynaklı Çıkan Problemler

Özellikle evliliklerde çiftlerin sorun yaşamasına neden olan etkenlerden biri de 3. kişilerdir. Kök ailelerin yani anne, baba ya da kardeşler gibi 3. kişilerin çiftlerin evliliklerine ya da evlerinin düzenine müdahale etmesi bu soruna neden olabilir. Bu müdahaleler özellikle yeni evli çiftlerin kurmaya çalıştıkları aile düzenini olumsuz etkileyebilir. 

Yeni evli çiftler 3. kişilerin müdahalesi olmasa da yeni bir düzen kurmakta zorlanabilir. Bu duruma neden olan en büyük etken partnerlerin farklı ailelerde büyümeleri, farklı inançlara ve değerlere sahip olmalarıdır. Bu farklılıkları herhangi bir çatışmaya neden olmadan ortak bir zeminde buluşturmaya çalışan çiftler farklı kişilerin müdahalesiyle karşılaştıklarında ilişkileri zarar görebilir.

Yapılan bu müdahaleler; evdeki eşyaların düzenlenmesi, günlük rutinler, yemek menüsünün planlanması, aile bütçesinin yönetilmesi gibi sadece çiftleri ilgilendiren konularda da olabilir. Aynı zamanda 3. kişilerin en çok müdahale ettiği konular içerisinde çiftlerin çocuk sahibi olup olmama kararı da yer alır.

Birçok ebeveyn özellikle yeni evli çiftlere çocuk yapmaları konusunda baskı uygulayabilir. Bu durum çiftler arasında problem yaşanmasına neden olabilir. 3. kişilerin müdahalesi yeni evlenen çiftlerin sıkça karşılaştığı bir durumdur. Bunun yanı sıra evliliğini uzun süredir devam ettiren çiftler de bazen 3. kişilerin müdahalesiyle karşılaşabilir.

Her çift bu durumla kolayca baş edemeyebilir. Aile ve çift terapisi bu müdahalelerin yarattığı olumsuz etkileri azaltmada oldukça etkili bir yoldur. Terapide 3. kişilerin müdahalesinden kaynaklanan sorunlar, bu müdahalelerin çiftler tarafından nasıl karşılanması gerektiği ve çizilmesi gereken sınırlar konuşulur. Terapistin tarafsız oluşu bu sorunların çözüme kavuşturulmasını kolaylaştırır.

Bir Aile Üyesinin Rahatsızlığı

Aile ve çift terapisine ihtiyaç duyulan durumlardan biri de çiftlerden birinin fiziksel ya da psikolojik bir rahatsızlığa sahip olmasıdır. Bu durum hem hasta hem sağlıklı olan bireyde birçok farklı sorunun ortaya çıkmasına neden olabilir.

Hasta olan birey hastalığıyla mücadele ederken partnerinden daha fazla ilgi ve yakınlık bekleyebilir. Bireyin arzu ettiği duygusal doyuma ulaşamaması çiftler arasında sorunlara yol açabilir. Aynı zamanda hastalık bireyi daha öfkeli, hırçın, hüzünlü ya da depresif bir ruh hâline de sokabilir. Çiftler arası iletişim problemleri de bu tarz durumların bir sonucu olarak gelişebilir.

Sağlıklı olan bireyin, partnerini sürekli hasta olarak görmesi ve onun mücadele ettiği zorluklara şahit olması çaresizlik hissinin oluşmasına neden olabilir. Ayrıca tedavi sürecinin maddi ve manevi yükü de her iki tarafta fazlasıyla stres yaratabilir. Özellikle bakım gerektiren hastalıklarda bakımı üstlenen partner bu süreçten psikolojik olarak olumsuz etkilenebilir.

Hastalık sürecinde alınacak aile ve çift terapisi her iki taraf için de sürecin daha kolay geçmesini sağlar. Karşılıklı olarak konuşulması, partnerlerin beklentilerinin doğru anlaşılması ve sürecin daha doğru bir şekilde yönetilmesi terapinin kazanımlarındandır. 

Görev Dağılımının Yanlış Yapılması

Aynı evi paylaşan çiftlerin yaşadığı en büyük sorunlardan biri de ev işleri konusundaki anlaşmazlıklardır. Özellikle evli çiftlerde bu sorun sorumlulukların artmasıyla birlikte daha fazla görülebilir. Çamaşırların yıkanması, evin temizlenmesi, yemeğin yapılması veya bulaşıkların yıkanması gibi ev işlerinde çiftler büyük anlaşmazlıklara düşebilir. 

Ev işlerinin kadının görevi olması gibi yanlış bir algının yaygın olması da kadınlara ekstra bir yük getirebilir. Ayrıca kadınların yaptıkları ev işlerinin partnerleri tarafından küçümsenmesi ya da partnerlerinden bekledikleri yardımı görememeleri kızgınlık ve öfke hissetmelerine yol açabilir.

Çocuklu ailelerin, özellikle de yeni çocuk sahibi olmuş çiftlerin sorumluluklarının artması da adil bir görev dağılımı yapılmasını zorlaştırabilir. Bu gibi durumlarda kadınlara tüm sorumluluklarına ek olarak anne olma sorumluluğu da yüklenir. Bunun sonucunda çocuklu anneler kendilerini iyice tükenmiş hissedebilirler.

Aile ve çift terapisi, bu tür sorunlar yaşayan çiftlerin aile içi görev dağılımlarını daha doğru şekilde yapabilmeleri ve partnerlerin bu konuda birbirlerinden beklentilerini objektif şekilde konuşabilmeleri için uygun ortamı sağlar. 

Çift Terapisinin Faydaları Nelerdir?

Çift terapisi aile içi iletişim, kişiler arası iletişimin bozulması ve buna bağlı olarak ortaya çıkan sorunların giderilmesinde oldukça etkili bir yöntemdir. 

"Çift terapisi ne işe yarar?" sorusunu şu şekilde yanıtlayabiliriz:

  • Çiftler yaşadıkları ilişki sorunlarında bazen yalnızca konuşmak ve farklı bir görüş almak isterler. Ancak aileden ya da arkadaşlardan alınacak görüşler taraflı olabileceği için istenen etkiyi sağlamayabilir. Çift terapisinde bu konuşmalar tarafsız bir 3. kişi eşliğinde gerçekleştiği için sorunların çözümüne daha kolay bir şekilde ulaşılabilir.
  • Çift terapisi ilişki dinamiklerinin daha iyi çözümlenebilmesi için en etkili yollardan biridir. Terapi sırasında çiftler ilişkilerinin altında yatan dinamikleri, doğru iletişimin nasıl kurulduğunu ve ilişkiye nasıl uyum sağlayabileceklerini daha iyi kavrarlar.
  • Çift terapisi her bir partnerin diğerini daha iyi anlamasına yardımcı olur. Terapi sırasında yapılan konuşmalar ve gerekli durumlarda terapistin akışa müdahalesi her iki tarafın yeni bir bakış açısı kazanarak olayları daha farklı değerlendirmesine yardımcı olur.
  • Çift terapisi çiftlere güvenli bir alan sağlar. Terapistin tarafsızlığı ve her iki tarafın gerçek duygularını ortaya çıkarma çabası çiftlere duygularını daha iyi ifade edebilecekleri güvenli ortamı oluşturur. 
  • Çiftler kimi zaman bazı olaylarla ya da durumlarla başa çıkabilecek gücü kendilerinde bulamayabilirler. Çift terapisinin sağladığı önemli faydalardan biri de partnerlerden birine ya da her ikisine bu gibi durumlarla baş edebilme mekanizmalarını nasıl geliştireceklerini öğretmektir. 

Çift Terapisi Nasıl Yapılır?

Çift terapisi birçok farklı yöntemle yapılabilir. Bu yöntemlerden hangilerinin uygulanacağı yaşanan ilişki sorununa bağlı olarak terapistin çiftlerin hangi yönteme daha yatkın olduğuna karar vermesiyle belirlenir. Yöntem belirlenirken ilişkinin geçmişi, çiftin aile yaşantısı, değerleri ve diğer etkenler de değerlendirilir. 

Çift terapisinde terapist kesinlikle tarafsızdır. Bu tarafsızlık terapinin doğru şekilde ilerlemesi ve çiftlerin sorunları etkin şekilde çözebilmeleri için oldukça elzemdir. Terapi sürecinde çiftlerin suçlamalarla başa çıkabilmelerine, iletişim becerilerinin geliştirilmesine ve ortaya çıkan sorunların çözümüne odaklanılır. 

Çift terapisi, terapistin belirlediği ortamda (bir klinik ya da özel bir muayenehane) yüz yüze gerçekleştirilebileceği gibi online olarak da yapılabilir. Bu konudaki araştırmalar online terapinin yüz yüze yapılan terapiler kadar etki sağladığını da göstermiştir. 

Çift terapisinde esas olan terapiye her iki partnerin de katılımıdır. Bazı uygulamalar tüm aile üyelerini tek seansta bir araya getirirken bazı uygulamalarda aile üyeleriyle tek tek de görüşülebilir.

Günümüzde aile ve çift terapisinde uygulanan başlıca yöntemler şunlardır:

  • Yapısal aile terapisi,
  • Aile sistemleri terapisi,
  • Sistematik stratejik aile terapisi,
  • Sembolik- eksperiyantal- hümanistik aile terapisi,
  • Bilişsel davranışçı terapi ve aile terapisi,
  • Dinamik aile terapisi.

Çift Terapisi Kimler İçin Uygundur?

Aile ve çift terapisi, aile içerisinde veya partneriyle ikili ilişkisinde sorun yaşayan herkes için uygundur. Kişinin cinsel yönelimi fark etmeksizin tüm çiftler aile ve çift terapisi alabilir. Evli çiftlerin yanı sıra evlilik öncesi danışmanlığa ihtiyaç duyan kişiler ya da boşanmış çiftler de aile ve çift terapisinden faydalanabilir.

İlişkilerini güçlendirmek isteyen, iş/şehir değişikliği ya da yeni bir çocuk kararı gibi büyük dönüm noktalarından geçen, cinsel problemler ve uyumsuzluklar yaşayan, ilişkilerindeki güven problemlerini ve çatışmaları aşmak isteyen tüm çiftler aile ve çift terapisi alabilir.

Partnerlerden Biri Terapiye Gitmek İstemezse Ne Yapılabilir?

Aile ve çift terapisi adından da anlaşılacağı gibi partnerlerin birlikte katılımıyla gerçekleşen bir süreçtir. Ancak her zaman her iki partner de terapiye katılma konusunda istekli olmayabilir. Terapiye katılma konusunda istekli olan partner, isteksiz partnerini ikna etme sürecinde destek alabilir.

İkna sürecinde karşı tarafı suçlamaktan kaçınmak, terapinin ne gibi faydalar sağlayacağını ve neden terapiye ihtiyaç duyulduğunu sakin bir dille anlatarak ilerlemek önemlidir. Terapiye katılmak istemeyen partnerin bu konuda neden isteksiz olduğunun anlaşılmaya çalışılması ve buna göre bir yol izlenmesi de etkili olabilir.

Çift Terapisi Kaç Seans Sürer?

Aile ve çift terapisi, çözümlenmesi beklenen probleme göre farklılık göstermekle birlikte genellikle 8 ila 24 seans aralığındadır. Genellikle haftada bir yapılan seanslardan her biri ortalama 50 dakikadır. Terapinin ne kadar süreceği, seans aralıklarının uzunluğu terapist ve terapiye katılan bireylerin ortak görüşüyle belirlenir.

Aile ve Çift Terapisi İçin Destek Alabileceğiniz Uzmanlar 360Sağlık'ta!

En dengeli ve uyumlu çiftler bile zaman zaman ilişkilerindeki bazı problemleri aşmakta zorlanabilir. Siz de aile içerisinde ya da eşinizle çözmekte zorlandığınız problemler olduğunu düşünüyor ve bu problemleri aşmak için  desteğe ihtiyaç duyuyorsanız 360Sağlık Psikoloji bünyesinde danışmanlık veren psikolog ve psikiyatristlerden destek alabilirsiniz. 

Paylaş